Connect with us

Ne arıyorsun?

Argonotlar

Gündem

Soyut dışavurumculuğun uç noktası Rothko Şapeli 50 yaşında

Mark Rothko’nun devasa 14 resmine ev sahipliği yapan Rothko Şapeli elli yıldır insan haklarına, sanata ve maneviyata adanmış inançlar ötesi kutsal bir alan olarak önemini koruyor.

1964 yılında Mark Rothko John ve Dominique de Menil tarafından Teksas Houston’da bir şapel yaratmak için görevlendirildiğinde sanatçının şapelin 1971’deki görkemli açılışı göremeyeceğini kimse düşünmemişti. Soyut dışavurumcu Rothko, şapel için 14 farklı resim yaptı, fakat şapelin tamamlanmış halini göremeden 25 Şubat 1970’te New York’taki stüdyosunda intihar ederek hayata veda etti.

Şapelin 50. yılına özel olarak hazırlanan Rothko Chapel: An Oasis for Reflection kitabının yayımlanmasıyla beraber sanat dünyasının gözü yeniden içinde soyut ifadenin en uç noktasını temsil eden 14 Rothko eserinin de bulunduğu yapıya çevrildi. Şapele ait yapı planları, çizimler, belgeler ve fotoğraflarla kitap mekânın yaratılışının karmaşık zaman çizelgesini görsel olarak ele alıyor. Kitabın ön sözünde sanatçının oğlu Christopher Rothko, şapelin “tek bir sanatçının merceğinden sonsuza bakış” imkânı sunduğundan bahsediyor. Tam da bu sebepten her yıl yüzden fazla ülkeden yüz bini aşkın kişi (elbette Covid-19 pandemisi öncesi sayılar bunlar) şapeli ziyaret ederek bu mekânsal deneyimin bir parçası oluyor.

Fotoğraf: Paul Hester

ABD’li sanat koleksiyoncuları Dominique ve John de Menil, 1964’te mekânı çalışmalarıyla tamamlayacak işler yapması için tuvalleri âdeta izleyiciyi “dini, meditatif” bir deneyime davet eden Rothko’yu görevlendirdiler. Şapel ABD’li mimar Philip Johnson ile beraber sekizgen şeklinde Venedik’te bulunan Bizans Kilisesi St. Maria Assunta’dan esinlenerek tasarlandı ve şapelin iç tasarımı tamamen Rothko’ya bırakıldı. Herhangi bir dine bağlı olmayacak şekilde tasarlanan mekânın başyapıt olacağına inanan ancak zamanla sağlığı kötüye giden Rothko, tuvalleri asistanlarının desteğiyle 1967 yılında tamamlar ve onlara “Torment” (azap) adını verir.

Kitapta projeden binanın tavan penceresine ait yüksekliği hakkında Rothko ile yaşadıkları anlaşmazlık yüzünden ayrılmadan önce Johnson’un şapel için yaptığı çeşitli çizimleri ve eskizleri de bulunuyor. Proje, daha sonra tavan penceresi haricinde Johnson’ın orijinal tasarımlarının her bir parçası korunarak mimar Howard Barnstone ve Eugene Aubry tarafından tamamlanıyor. Johnson’ın Teksas sıcağına ve güneş ışığına karşı tavan penceresinin yaklaşık 27 metre yükseklikte olması gerektiği tavsiyesine rağmen Rothko’nun New York stüdyosundaki ışığı yakalayabileceği bir tavan penceresi isteği üzerine pencere yaklaşık 10 metre yükseklikte inşa ediliyor. Onlarca yıldır tavan penceresinden sızan ışığın şapel içindeki resimlere zarar verme potansiyeliyse 2019 yılında gerçekleştirilen 30 milyon dolarlık renovasyon projesinin önemli bir tartışma konusu oldu ve pencere eserlerin ışık sebebiyle yıpranmasını engelleyecek şekilde yenilendi.

Fotoğraf: Chad Kleitsch

Kitap ayrıca ABD’deki sosyal adalet meseleleri etrafında şekillenen diyaloğunu ileriye götürmeye yönelik şapelin tarihsel fakat az bilinen odağına da dikkat çekiyor. John ve Dominique de Menil, manevi birliktelik ve dini hoşgörüye ilham verebilecek çağdaş bir alan yaratmak üzere yola çıktıklarında özellikle son dönemlerinde mistisizme daha da yönelmiş olan Rothko’nun proje için en doğru isim olduğunu biliyorlardı.

27 Şubat 1971, Barnett Newman’ın Martin Luther King’e adanan Broken Obelisk heykelinin yanında Dominique de Menil açılış konuşmasını yaparken.

Dominique de Menli, şapel alanında Bartnett Newman’ın Martin Luther King’e adanmış Broken Obelisk (1963-69) heykelinin açılışında yaptığı konuşmada eser ve şapel hakkında “adalet olmadan aşkın olamayacağını bizlere tekrar tekrar hatırlatıyor” sözlerine de yer vermişti. De Menil, heykeli başlangıçta Houston Şehri’ne King’in hatırası için ithaf etmeyi amaçlasa da teklifi reddetti. Heykel sonunda şapelin içinde kendine bir ev buldu. Yıllar boyunca Rothko Şapeli, Nelson Mandela’dan Brené Brown ve Susan Sontag’a kadar çeşitli konuşmacıların yer aldığı programlara, farklı dinlerden insanların ritüellerine ve sosyal adalet konulu etkinliklere ev sahipliği yaparak hayata geçirilme amacını hep canlı tuttu.

Çeviri desteği için Doğa Kacar’a teşekkürlerimizle.

İlginizi Çekebilir

Eleştiri

Gizem Akkoyunoğlu'nun Sanatorium'da gerçekleşen "Kudretin Silüetleri" sergisini Oğuz Karayemiş değerlendirdi.

Eleştiri

LGBTİ+ sanatçıların işlerinden ve kuir üretimlerinden oluşan KIRIK inisiyatifinin hazırladığı gösterim programını İrem Karaaslan ele aldı.

Kütüphane

İMALAT-HANE'de 6 Ocak - 6 Nisan 2024 tarihleri ​​arasında yer alan TUNCA'nın "Muhatabı Olmayan Mutfak" sergisinin katalog metni Argonotlar Kütüphanesinde.

Söyleşi

İrem Tok ile “Karanlıkla Buluşmak” üzerinden yakın dönem işlerini, insansız hikâyelerini, kültür-doğa-insan üçgenini ve SAHA Studio’daki çalışmalarını konuştuk.