Gündem

Pandeminin Türkiye’deki sanat kurumlarına yansımaları

Güncel veriler eşliğinde Mart 2020’den Ocak 2021’ye kadar sanat kurumları yaşadıkları zorlukları ve dönüşümleri anlatıyor.

Arter Müzesi'nden bir görüntü.

The Art Newspaper’in galeri ve müzelerin bir yıl boyunca ne kadar ziyaretçi kabul ettiği üzerine her yıl gerçekleştirdiği araştırmayı daha önce haberleştirmiştik. Söz konusu araştırmada dünyanın en önemli 100 müzesinin ziyaretçi sayısının 2020 yılı boyunca bir önceki yıla kıyasla %77 oranında düştüğüne de değiniliyordu. Covid-19 pandemisinin müze ve galeriler üzerindeki etkisinin ne denli ağır olduğunu gözler önüne seren bu araştırma üzerine biz de Türkiye’deki duruma baktık, ülkenin önde gelen müze ve sanat kurumlarının pandemi sürecinde neler yaptıklarına dair bir soruşturma yürüttük.

Pandeminin Türkiye’deki sanat kurumlarına nasıl yansıdığını ortaya koyan bu soruşturma için Arter Medya ve Pazarlama Koordinatörü Firdevs Ev Şimşek, SALT İletişim ve Yönetim Direktörü Derya Açar Ergüç, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kültür ve Sanat İşletmesi Genel Müdürü M. Özalp Birol ve Borusan Contemporary Müze Müdürü Dr. Kumru Eren ile konuştuk.

Müze, galeri, tiyatro, sinema ve çeşitli sanat kurumlarının önce “kısa bir süre” için kapanma kararı almalarıyla başlayan pandemi süreci bazı kurumlar için kepenk indirmeyle sonuçlandı. Uzun süreli kapanmalar ve alınan sıkı tedbirlerle sürdürülen bir yıllık süreç, nihayetinde Rexx Sinemaları gibi şehrin kültürel hafızasında önemli yeri olan birçok kurumun iflasını açıklaması, geride kalanların da oldukça zor şartlar altında varlığını sürdürme noktasında alternatif arayışlara girmesiyle devam etti.

Ziyaretçi sayılarındaki sert düşüş

Pandeminin ilk döneminde sanat kurumları çevrim içi atölye ve sergilerle çalışmalarını dijital ortama aktararak izleyicilerle bağını devam ettirdi. Ancak tüm bu gelişmeler ziyaretçilerden ayrı kalan kurumları ciddi ekonomik sıkıntılarla yüzleşmesine neden oldu. Bu noktada sanat kurumları için şartların nasıl değiştiğini anlamak için öncelikle kurumların ne kadar süre için kapalı kaldıklarına ve yıl boyunca kaç ziyaretçi ağırladıklarına baktık.

14 Mart 2020 tarihinden 30 Haziran 2020 tarihine kadar erişime kapalı kalan SALT, bu süreçte evden (uzaktan) çalışma sistemine geçti. SALT İletişim ve Yönetim Direktörü Derya Açar Ergüç, bu dönem içerisinde devlet kuruluşları tarafından hazırlanan genelge ve bildirimlerin yanı sıra L’Internationale müzeler konfederasyonu bünyesindeki değerlendirmelere de riayet ettiklerini, süreci en sağlıklı şekilde atlatmak adına ellerinden gelen tüm önlemleri aldıklarını ifade etti. 30 Haziran 2020 tarihinden itibaren yeniden sanatseverlerle buluşmaya başlayan SALT, yalnızca resmî tatil, kurumun kapalı olduğu gün ve sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu haftalarda kapılarını ziyaretçilere kapadı.

Borusan Contemporary Müze Müdürü Dr. Kumru Eren, süreci en sağlıklı şekilde atlatabilmek için Borusan’ın sürecin başından beri yönergeleri takip ettiğini ifade etti. 2011’den bu yana fiziki ziyarete açık olduğu yıllarda yılda 15 bin ziyaretçi ağırlayan Borusan Perili Köşk, 2020 yılının pandemiden önceki ilk çeyreğinde 3.266 kişi tarafından ziyaret edilebildi. Pandemi sürecinin başında, Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’nun Yeni Medya odaklı bir koleksiyon olmasının verdiği avantajla sergi, etkinlik ve koleksiyona ilişkin içerikler hızlı bir şekilde dijitale taşınırken söz konusu materyallerin 2020 yılı genelinde çevrimiçi mecrada ulaşılır olmasına gayret edildi.

Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kültür ve Sanat İşletmesi Genel Müdürü M. Özalp Birol, Pera Müzesi’nin 15 Mart – 16 Haziran 2020 tarihleri arasında önce geçici olarak, ardından tamamen kapandığını, ancak 16 Haziran tarihinde yeniden sanatseverlerle buluşmaya başlayabildiklerini belirtti. 2020 yılında yalnızca 240 gün ziyarete açık kalan Pera Müzesi, bu süre zarfında toplamda 63 bin kişi tarafından ziyaret edildi. Oysa bir önceki yıl olan 2019’da müzenin ziyaretçi sayısı 247 bin kişiye ulaşmıştı ve her yıl olduğu gibi bu rakamın daha da artması bekleniyordu. Dolayısıyla müzenin ziyaretçi sayısının 2020’de dörtte üç oranında azaldığı ortaya çıktı. Mevcut ziyaretçilerin ise yüzde 7’lik bir oranı yabancılardan oluşuyordu.

Arter Medya ve Pazarlama Koordinatörü Firdevs Ev Şimşek ise Arter’in Eylül 2019 – 14 Mart 2020 tarihleri arasında günlük ziyaretçi sayılarının ortalamasına bakıldığında pandemi döneminde yaklaşık olarak yüzde 60 – 70 seviyesinde bir düşüş olduğunu ifade etti. Kurumun 14 Mart – 5 Mayıs arası ve 27 Temmuz – 10 Eylül tarihleri arasında toplam 82 gün kapalı kaldığını belirten Şimşek, aynı süreçte yeni açılan sergilerle eski dönemlerdeki ortalamaların yakalandığını da açıklamalarına ekledi.

Söz konusu dört kurumun ziyaretçi sayıları ve kapanma sürelerine de yansıyan pandeminin izleri, sürecin sanat organizasyonları için ne kadar zorlu geçtiğinin bir diğer göstergesi olarak da yorumlanabilir.

Yeni arayışlar, çevrim içi alternatifler

Pandemi sürecinde fiziksel aktivitelerden kaçınarak çevrim içi etkinliklere ağırlık veren müze ve galeriler, sanat dünyasında yeni bir atılım sürecinin de başlamasına neden oldu. Pandeminin gerek dünyada gerekse Türkiye’de kurumlara kattığı en önemli değerlerden birisinin dijitalleşme, arşiv çalışmaları ve çevrim içi faaliyetlere ağırlık vermek olduğu ifade edilebilir.

SALT, Ürettiği içerik ve programlarda pandemi sebebiyle 2020 yılı için planlanan “İKLİMCİL: Mevsimler Sürüklenirken” sergisinin 2021 yılının Nisan ayına ertelenmesi dışında önemli bir değişikliğe gitmedi. Derya Açar Ergüç, “kurum ve sanatçılarla kapsamlı sohbetler ile eşitlikçi müzakerelerin kritik öneminin deneyimlenebildiği; birlikte düşünme yaklaşımıyla geliştirilen, bir kültür kurumunun süregelen krizde yeni üretimleri destekleme adımlarına örnek teşkil eden “Ardışık” programı ile yollarına devam ettiklerini belirtti.

SALT Beyoğlu’ndaki “İKLİMCİL: Mevsimler Sürüklenirken” sergisi ve SALT Galata’daki “Ardışık”  programı kapsamındaki sergilerini saltonline.org üzerinden çevrim içi olarak erişime açan kurum, kamu programları ve web projelerine eş zamanlı olarak yeni sergilerin internet üzerinden izleyicilerle buluşabilmesi için de çalışmalarını sürdürdü. Ergüç, kurumun bu süreçte kamu programlarının tümünü SALT Online üzerinden çevrim içi gerçekleştirmekle birlikte, Google Culture & Arts üzerinden sergi paylaşımları, web projeleri ve e-yayın üretimine de ayrıca özen gösterdiğini ekledi. SALT Galata’da hizmet veren ve 100.000 yayının bir arada bulunduğu bir ihtisas kütüphanesi olan SALT Araştırma için randevu sistemi getirildiğini belirten Ergün tüm arşiv kaynaklarına saltreserch.org üzerinden ücretsiz bir şekilde erişilebileceğini de belirtti.

Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’nun yeni medya odaklı bir koleksiyon olması nedeniyle Borusan Contemporary çevrim içi dönüşüme hızlı ayak uydurdu. Kurum, sergi, etkinlik ve koleksiyona ilişkin içerikleri hızlı bir şekilde dijital ortama taşıdı. Söz konusu materyallerin 2020 yılı boyunca çevrim içi mecraya toplamda 78.491 kişinin eriştiğini belirten Eren, kurumun internet sitesine paralel olarak Google Arts & Culture üzerinden “Üvercinka, Universal Everything: Akışkan Bedenler”, “Mika Tajima: Esir”, “Bill Viola: Geçici” sergileri ile koleksiyondan yapılan bir seçkinin izleyicilerle buluşturulduğunu ayrıca belirtti. Google Arts & Culture üzerindeki bu içeriklere Mart-Aralık 2020 döneminde 66.491 kişi erişim sağladı. Son olarak Eylül 2020’de Perili Köşk’e fiziki olarak kurulan ve kamera sistemleri aracılığıyla çevrim içinde 7/24 izleyicilere ulaştırılan, mentalKLINIK sanatçı ikilisinin “ACI REÇETE #02 / BITTER MEDICINE #02” sergisi, Eylül 2020 – Ocak 2021 tarihleri arasında 12.600 defa izlendi.

2008 yılında sosyal medya ve kamusal erişim programları için özel bir birim oluşturan Pera Müzesi, 2012’de Google Arts & Culture’ın davetiyle gerçekleştirdiği iş birliği sayesinde yeni sergi ve etkinliklerini dijital platformlara taşıdı. Kurumun 2019 yılında başlattığı “Osman Hamdi Bey’in Dünyasına Yolculuk” başlıklı sanal gerçeklik deneyimi ve yaklaşık 10 yıldır çeşitli sergiler aracılığıyla ziyaretçilerle buluşan hologram, mapping, game ve sanal gerçeklik uygulamaları da bu sayede dijital platformlara taşınmış oldu.

Fiziksel ortamda etkinliklerine ara verdiği pandemi döneminde Öğrenme Programı’nı hayata geçiren Arter, 100’ün üzerinde kamuya açık çevrimiçi etkinlik ile izleyicilerle buluştu. Çağdaş Sanat Seminerleri, Yorumlama Etkinlikleri, Çocuk ve Yetişkin Atölyeleri, Evden Anlat Buluşmaları, Çevrimiçi Turlar, Ses ve Hareket Atölyeleri başlıklı bu çalışmalar, kurumun çevrim içi dönüşüme verdiği değeri de farklı açılardan ortaya koydu. Arter Medya ve Pazarlama Koordinatörü Firdevs Ev Şimşek, pandemi sürecinde dijital etkinlikler aracılığıyla 5000’den fazla sanatseverle buluştuklarını ifade etti. Bu bir yıllık periyotta Türkiye’den Alev Ebüzziya Siesbye, Cevdet Erek, Birgül Oğuz, Kevser Güler, Edhem Eldem, Alper Maral ve Can Bilsel gibi isimlerin yanı sıra yurt dışından John Driscoll, Phil Edelstein, Jeremy Woodruff, Gordon Mumma, Matt Rogalsky, Sebastian Brehmer ve Elizabeth Grosz Arter aracılığıyla dinleyicilerle buluştu.

Araştırma Programı kapsamında farklı çevrim içi etkinliklere de önem veren Arter, MİAM ve Columbia University Computer Music Center iş birliğiyle Melih Fereli küratörlüğündeki “Sesli Dizi” sergilerinin dördüncüsü olan “Yağmur Ormanı V (varyasyon 3)” kapsamında bir dizi sunum ve atölye gerçekleştirdi. Bu kapalı çevrim içi buluşmalarda öğrenciler David Tudor’ın tasarladığı Yağmur Ormanı V (varyasyon 3)”ü icra eden besteciler John Driscoll ve Phil Edelstein ile buluşma şansına sahip olurken aynı zamanda yapıtın çalışma prensiplerini, sesin nesneler üzerinde titreştirme yoluyla nasıl aktarıldığını keşfedebildi ve bu süreci ayrıntılarıyla deneyimleyerek kendi örneklerini üretebildi.

YouTube’un yeniden keşfi

Pandemi döneminde özel olarak üzerinde durulan ve çeşitli konuşma serileriyle canlandırılmaya çalışılan alanlardan birisi de YouTube kanalları oldu. Tüm sosyalleşmenin internet üzerinden gerçekleştiği bu süreçte kitle iletişim araçları ve video içeriklerinin son derece değerli olduğunu fark eden kurumlar, bu anlamda yatırımlarını ve etkinliklerini de yeni içerikler üretmek adına YouTube, Twitter, Instagram, Zoom ve Facebook gibi platformlara kaydırdı. Her bir sosyal medya sitesine/uygulamasına uygun farklı farklı tarzda içerik üreten organizasyonlar, bu süre zarfında ağırlığı ise YouTube’a verdi. Bugün 2021’de geldiğimiz noktada her bir kurumun YouTube kanalı ile kendisine özel bir arşiv ürettiği ve bu arşiv sayesinde geleceğe yönelik de birçok projenin ilk adımını attığı söylenebilir.

Borusan Sanat YouTube kanalı, pandemi döneminde Türkiye’den ve dünyadan birçok sanatçıyı takipçileriyle buluşturmaya çaba harcadı. Uluslararası sanat aktörlerinin de katılımıyla üç oturum halinde düzenlenen “ACI REÇETE Çevrimiçi Konuşmalar” serisi bu sürecin en önemli çalışmalarından biri olarak dikkat çekerken Sanatatak platformunun Genel Yayın Yönetmeni Ayşegül Sönmez de eserleri Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’nda yer alan sanatçılarla kurumun Instagram hesabı üzerinden canlı yayında birer söyleşi gerçekleştirdi. Temmuz 2018’de yayına alınan, koleksiyon ve sergilere odaklı çeşitli metin ve röportajlarla düzenli olarak geliştirilen Borusan Contemporary Blog da 2020’nin Ağustos ayı itibariyle 100.000 sanat okuruna ulaştı.

Salgın döneminde kendileri için en önemli değişikliğin çevrim içi yayınlara ağırlık vermek olduğunu söyleyen Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kültür ve Sanat İşletmesi Genel Müdürü M. Özalp Birol, ziyaretçi sayılarındaki düşüşe rağmen Pera Müzesi olarak bu durumu düzenledikleri sanal etkinliklerle kapattıklarını ifade etti. 2020 boyunca YouTube kanalı üzerinden 1 milyon izlenme yakalayan müze, böylelikle 10 yıllık toplam izlenme rakamını bir yıl içerisinde yakaladı. Düzenlenen güncel sergi ve etkinlikler ile bu sayı son bir yılda bir milyon daha arttı ve kurumun YouTube kanalındaki toplam izlenme sayısı 2 milyona ulaştı. Aynı dönemde Google Arts & Culture’daki ziyaretçi sayısı da 100 bine yaklaştı. Kurumun üç boyutlu sergileri ise yılın ilk üç ayında 7000’den fazla ziyaretçi tarafından takip edildi.

Pandeminin bütün dünyayı etkisi altına aldığı Mart 2020’den Ocak 2021’ye kadar Türkiye’deki sanat kurumlarında ne tür bir dönüşüm yaşandığını irdeleyen bu soruşturma, güncel veriler eşliğinde sanat kurumların ne denli zor bir süreçle yüzleştiğini açıkça gösteriyor. İlk günden bu yana uzun süre kapalı kalan ve ciddi bir gelir kaybına uğrayan kurumlar, bu süreçte hayatta kalmak adına birçok metoda başvurdu. Sanat kurumları, organizasyon ve galeriler, ziyaretçi sayılarındaki düşüşe paralel olarak maddi olarak da zor bir sürecin içerisine girdi. Etkileri hâlâ devam eden bu durum karşısında kendilerini farklı şekillerde ifade etmeye çalışan kurumların pandemi boyunca ağırlığı sosyal medya ve çeşitli dijital platformlara verdiği söz konusu soruşturmanın verileri ışığında da açıkça görülebiliyor.

İlginizi Çekebilir

Eleştiri

Yugoslavya’daki Türkçe konuşan sosyalist toplulukların çalışmalarına eğilen “Sosyalizme Tercüme” sergisini konuştuk.

Kütüphane

21 Aralık 2024 tarihine kadar Bozlu Art Project Mongeri Binası’nda görülebilecek olan “İçinde Bir Bağ” sergisinin katalog metni Argonotlar Kütüphanesinde.

Kütüphane

Sibel Kırık'ın "Akt-Metabol" isimli kişisel sergisi için Emre Zeytinoğlu'nun kaleme aldığı metin Argonotlar Kütüphanesinde.

Kütüphane

Mehmet Çeper'in "Derhal" isimli kişisel sergisinin katalog metni Argonotlar Kütüphanesinde.

© 2020

Exit mobile version