Söyleşi

Üçüncü yılında WOW İstanbul yeni rotasına giriyor

British Council Türkiye Sanat Direktörü Esra A. Aysun’la WOW İstanbul festivalinin üçüncü edisyonunu ve geleceğini konuştuk.

WOW Vakfı Kurucu Direktörü ve WOW Festivalleri Küratörü Jude Kelly ve British Council Türkiye Sanat Direktörü Esra A. Aysun

WOW – Dünya Kadınlar Festivali İstanbul üçüncü edisyonuyla 2-3 Mart 2024 tarihlerinde Beykoz Kundura’da gerçekleşecek. Festivali öncesinde British Council Türkiye Sanat Direktörü Esra A. Aysun’la son üç yılı, bu senenin öne çıkanlarını ve WOW’un kişisel tarihindeki yerini konuştuk.

3. yılında wow nereye gidiyor? Ve neden hala önemli?

WOW İstanbul’u hayata geçirme kararını alıp fiilen içerik çalışmalarımıza başladığımızda yıl 2018 idi. Pandemi tarih kitaplarında okuduğumuz bir geçmişti sadece, yakın coğrafyamızdaki savaşlar bugünkü dehşet seviyesine varmamış, ekonomik kriz bu derece hissedilmemişti. Ben hâlâ kültür ve sanat alanında toplumsal cinsiyet eşitliğine, kadın ve kız çocukları vurgusuyla yaklaşmamızın tam olarak nasıl bir etki alanı yaratacağından emin değildim ve alanın ihtiyaçları bu kadar çokken bu odağın gerekliliğini sorgulamaktaydım. Şimdi, altı yıl sonra ise WOW festivalleriyle yolumun kesiştiği bireylerin hikâyelerini dinleyerek, benim sesim olmayan sesleri duyabilme yeteneğimi geliştirerek ve en önemlisi birlikte öğrenerek evrilmenin erdemini hissediyorum, hem özel hem de profesyonel hayatımda. Dijitalde üç güne yayılan 17 saatlik bir içerik yayınıyla 2021’de hayata geçen festivalimizin kapsadığı coğrafya ve ses verdiği kadınların ve tüm bireylerin çeşitliliği başımı döndürmüştü, hâlâ sersemletiyor. 2022 yılında tüm İstanbul, mart ayı ortasında karlar altındayken ilk kez fiziksel olarak bir aya geldiğimizde aylarca üzerinde çalıştığımız programın festival katılımcıları ve izleyicilerimiz tarafından hayata geçirilmesini deneyimlemek, festival izleyicisi ve katılımcılarının kurduğu sıcak diyaloğa, festival pazarımızdaki sivil toplum kuruluşlarının gördükleri ilgiye şahit olmak, atölyeden konsere, konuşmalardan, mentörlük görüşmelerine koşuşturan bireylerin neşesini görmek tüm yorgunluğumuzu unutturmuştu. Yüzden fazla sayıda kişinin emek verdiği içerik ve ulaştığı binlerce soluk! WOW İstanbul’un Benim Şehrim Benim Sesim ve WOWsers İstanbul ön programlarıyla, festival öncesinden başlayan bir aradalık süreçleriyle birbirinden zengin genç kadın müzisyenin kariyerlerindeki gelişim yolculuğuna eşlik ettik. WOW İstanbul sahnesinde paylaştıkları uzun bir playlistimiz var şimdi. Kreşendo ekibi bu eğitimin mezunlarıyla çalışmaya, onlara katkı sağlamaya devam ediyor ve festival sonrasında da devam edecek. Toplumda görünmez kılınan, engellenen bireylerin sürekli maruz kaldıkları, günlük rutinlerimizde farkında bile olmadığımız ayrımcılıkları festivalde hikayelerini anlatan kadın sanatçı ve konuşmacılardan dinledik. Erişilebilir Her Şey ekibiyle festivalimizin başından beri kurduğumuz yakın temasla hem tüm festival ekibi olarak bizlerin hem de izleyicilerimizin farkındalığı arttı. 2022 yılında izleyicilerimizin %11’i işitme engelli idi. WOW İstanbul programında yer verdiği seslerin çeşitliliği ve özellikle yaratıcılığı ve müziği öne çıkaran içeriği sayesinde izleyicisiyle özel bir ilişki kurmayı başardı. Sanat izleyicisinin de çeşitliliğini arttırmayı başardı. Bence bu sağlam temellerle evriliyoruz üçüncü festivalimize. British Council gibi uluslararası bir kurumun çatısı ve de tarafsızlığı kapsamında farklı grupların bir araya geliyor olması çok önemli. WOW İstanbul bence hepimize bir festival yapmanın ve programlamadaki çeşitlilik ve kapsayıcılıkla sanat izleyicisini nasıl genişletebileceğimizin en büyük göstergesi. İşte bu yüzden her geçen yıl daha da çok önem kazandığını düşünüyorum WOW İstanbul’un.

Festivale katılım ücretsizdir. 2 Mart Cumartesi ve 3 Mart Pazar günleri için ayrı ayrı kayıt formlarını doldurabilirsiniz.

Bu sene önemli gördüğün etkinlikler nelerdir?

Benim bu ayrıştırmayı yapmam imkansız! Her gün 18 farklı etkinliğimiz var festivalde, hepsi el emeği göz nuru, kalp birlikteliğiyle ince ince dokundu…Konuşmalar, atölyeler, mentörlükler, konserler ve elbette sivil alan… Ancak daha önceki yıllarda olmadığı kadar çok uluslararası katılımcımız olduğunu belirtebilirim belki, bu beni çok heyecanlandırıyor. Kurum olarak çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık ilkemiz çerçevesinde tüm programlarımıza toplumsal cinsiyet eşitliği ve kapsayıcılık danışmanlığı veren altı uzman geliyor. Sadece İngiltere’den değil, Peru, Hindistan, Kenya ve Mısır’dan geliyor uzmanlarımız. İstanbul’daki sivil toplum profesyonelleriyle kuracakları olası bağlar çok önemli olacak.  Ayrıca bu sene festivalimiz Birleşik Krallık Ankara Büyükelçiliği’nin yürüttüğü Kadın ve Kız Çocuklarını Güçlendirme Stratejisinin uygulanmasına destek olmak ve Dünya Kadınlar Günü’nü kutlamak amacıyla Birleşik Krallık Ankara Büyükelçiliği tarafından destekleniyor. Ve böylece biz de ilk kez spor ve özellikle futbola değiniyoruz programımızda. 2 Mart Cumartesi günü açılış söyleşisinde Türkiye’de canlı olimpiyat anlatımı yapan ilk kadın spiker Nihan Cabbaroğlu, Women in Football yöneticisi Ebru Köksal ile sporda kadın deneyimi üzerine sohbet edecek. Spora çok çekimser yaklaşan ve çocukluğunun arka sesinin televizyondan tüm evi kaplayan futbol maç karşılaşmalarıyla geçirip futbolu hayatına almamış olan biri olarak, bu sohbeti çok merak ettiğimi belirtmeliyim. 

Bundan sonrası için planlarınız neler? 

British Council olarak WOW İstanbul’u bir festival olarak sürdürme serüvenimizin sonuna geliyoruz ne yazık ki. Çoklu bir programlamayla ilerleme ve tarafsızlık ilkelerimiz çerçevesinde yeni dönemde bizi bekleyen yeni projelerimiz olacak. Ancak 2024 ve 2025 dönemi için festivalde yolumuzun kesiştiği sivil toplum kurumlarını davet edeceğimiz ve elbette Birleşik Krallık’la işbirliğini destekleyecek hibe programımız olacak. Kişisel hedefim ise Türkiye’den bir sivil toplum kuruluşunun WOW İstanbul bayrağını devralması ve 2026 yılı versiyonunu mümkün kılması için çalışmaları hızlandırmak olacak.

Kişisel olarak senin için WOW neden önemli?

WOW beni kozamdan çıkaran, şekillendiren ve rotamı yerine oturtan bir deneyim oldu ve olmakta. 2000 yılında radikal bir karar ve epey de naif bir cesaretle profesyonel kariyerimin yönünü kültür ve sanat alanına çevirip, 2003 yılından itibaren de anlaşılması zor bir tutku ve azimle alanda ısrarla çalışmaya başlayıp hiç durmadığım bir 15 yıl geçirdim. Sonra hayat önce beni hep süreceğini düşünerek yürüdüğüm yolun aslen bir çıkmaz sokak olduğunu göstererek durdurdu, sonra da pandemi herkesi durdurdu. Nasıl olacağını bir türlü öngöremediğim festival birden bu “durma” halinde bana yeni yollar göstermeye başladı. Çok kişiyle tanıştım, çok dinledim ve çok paylaştım. Zihnimi açanlar hayatıma giren yeni dostlar, okuduğum ve dinlediğim sanatçılar hep kadınlar oldu. Farklılıklarımızla nasıl aynılaştığımızı görmek, hiç düşünmeden kabullenişlerimizi anlamak bazen sarstı bazen sadece rahatlattı. Ve değiştim, daha doğrusu dönüşmem gereken hep farkında olmadan aradığım ama bir türlü bulamadığım kişi oldum. Daha çok üretmeye, en önemlisi tekrar yazmaya başladım… Bu gelişimi mesleğimle ve özellikle bir festivalle yapmış olmak benim için eşsiz. WOW İstanbul için kişisel katarsisim diyebilirim sanırım.

Programın tamamına görsele tıklayarak erişebilirsiniz.

İlginizi Çekebilir

Kütüphane

Sanat Dünyamız dergisinin "Sanat Tarihi Nasıl Yazılır?" temalı Eylül/Ekim 2024 tarihli sayısında yayımlanan Sezin Romi'nin yazısı Argonotlar Kütüphanesinde.

Söyleşi

Civan Özkanoğlu ile .artSümer'de gerçekleşen ilk kişisel sergisi "Hepimiz Biliyoruz"u konuştuk.

Duyurular

Argonotlar Almanak 2024'ün basılı olarak yayımlanması için başlattığımız destek kampanyasının detayları bağlantıda!

Söyleşi

Uluslararası Sinop Bienali’nin yaratıcı sürecinin merkezinde yer alan Hal kolektif’le, şehirle kurduğu bağlar ve katılımcı bir yaklaşımla gerçekleştirdiği projeler üzerine konuştuk.

© 2020

Exit mobile version