İstanbul’un görece yeni belediyelerinden Ataşehir, CHP yönetiminde 3. dönemini bitirmek üzere. Belediye, kurulduğu 2009’dan bu yana kültür sanat alanında yaptığı çalışmalarla da dikkat çekiyor. “Sanata emeğe, sanatçıya, kavramlara, ideallere sahip çıkmanın her zamankinden daha çok önem kazandığı bir dönemde bize daha çok görev düştüğünü biliyoruz” diyor Ataşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Utku Çakmak. Kültür Müdürlüğü’nün faaliyet alanlarından biri olan eğitim koordinatörlüğünü yürütürken kısa bir süre önce Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’ne atanan Çakmak Türk halk bilimi, Türk dili ve edebiyatı ve ayrıca konservatuvar gitar bölümünde eğitim almış, yüksek lisansını ise yerel yönetimler üzerine yapmış bir isim.
Hızla artan ve aynı zamanda genç nüfusuna paralel dinamik bir kültür sanat gündemi olan belediyenin bu alandaki çalışmalarının önemini ise şöyle özetliyor Çakmak: “Önemli olan, doğru etkinliği doğru kitle ile birleştirebilecek doğru örgütlenme sistemini geliştirmek. Örgütlenme diyorum çünkü bir etkinliği hedefine uygun bir şekilde gerçekleştirmek için konuya basit bir organizasyon süreci olarak değil bir örgütlenme süreci olarak yaklaşılmalı diye düşünüyorum.”
Belediyenin kültür sanat alanında ve özellikle görsel sanatlara yönelik yaptığı çalışmaların detaylarını, bu çalışmaların ilçe sakinlerine etkisini, birimlerin işleyişini, bütçenin ve kaynakların nasıl kullanıldığını kendisinden dinledik.
Ataşehir görece yeni bir belediye. Biraz yapısından ve kurulduğundan bu yana geçirdiği dönüşümden bahseder misiniz?
Ataşehir, 2009 öncesinde Maltepe, Üsküdar, Kadıköy gibi farklı belediyelere dahil bir bölge iken, 2009 yerel seçimlerinin ardından 17 mahallenin birleşimiyle oluşan bir ilçe belediyesi olarak hizmet vermeye başlamış bir belediye. Güncel nüfusu 427.000 olan ilçenin yüzde 27’si çocuk nüfusundan oluşuyor, bu da Ataşehir’in yaş ortalamasının oldukça genç olduğunu gösteriyor. Nüfusunun kurulduğu dönemden bu yana iki katına çıktığını söylemek mümkün, çünkü kısa bir sürede büyük bir artış kaydedildi.
Ataşehir aynı zamanda sosyo-ekonomik farklılıkların yoğun bir şekilde yaşandığı bir ilçe. Bölgede gökdelenlerin yanı sıra gecekondu mahallelerinin de bulunduğu bir yapısal çeşitlilik mevcut. Bu mahalleler, geçmişte bağlı oldukları belediyelerin hizmet götüremediği bölgeler olması nedeniyle, Ataşehir Belediyesi’nin kurulduğu dönemde buralarda herhangi bir hizmet birimi yoktu. Bu durum, belediyenin kuruluş döneminde prefabrik yapılarla başlayan bir hizmet anlayışını ve kültür macerasını beraberinde getirdi. Belediye olarak kısa sürede bölgedeki altyapıyı geliştirerek, sosyal ve kültürel hizmetlerin yanı sıra yerel ekonominin de canlanmasına katkıda bulunduk.
Süreç nasıl ilerledi? Kültür sanat alanında öncelikli çalışmalarınız neler oldu?
Ataşehir Belediyesi olarak kültür ve sanat alanında önemli çalışmalar gerçekleştirdik. Öncelikli olarak, mahallelerde kültür sanat eğitimine yönelik talebi artırmak için çeşitli etkinlikler düzenledik. Bu çabalarımız, zamanla gelişen kültür merkezleri ve yeni birimlerin açılmasıyla daha geniş bir faaliyet alanına dönüştü. Sanatın çeşitli disiplinlerine odaklanarak müzik, görsel sanatlar, tasarım, tiyatro, sinema gibi farklı sanat dallarına alan açtık ve geniş kapsamlı eğitim programları sunduk.
Sanat eğitiminin yanı sıra, sanatçıların performanslarını sergileyebilecekleri, eserlerini ve ürünlerini sunabilecekleri alanlar da oluşturduk. Kültürel etkinlikler ve sergiler için uygun mekânlar sağlayarak sanatın toplumla etkileşimini artırmayı ve sanatın toplumun günlük yaşamına entegrasyonunu teşvik etmeyi hedefledik.
Belediyenin üç dönemdir aynı parti tarafından yönetilmesi, bu süreklilik kültür sanat alanındaki çalışmalarınıza nasıl yansıyor? Bu alandaki çalışmalarınızın ne kadarı son yerel seçimlerden sonra başladı, hangileri daha eskiye dayanıyor? Hangi alanlarda, ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?
Belediyenin üç dönemdir Başkanımız Battal İlgezdi tarafından yönetilmesi, kültür sanat alanındaki çalışmalarımızı sürdürülebilir kılmak adına önemli bir temel oluşturuyor. Önceliğimiz, var olan çalışmaları korumak ve genişletmek yönünde stratejik bir yaklaşım benimsemek.
Belediyenin kurulduğu ilk günden itibaren en önem verdiği alanlardan biri sanat eğitimi oldu. Çocukların ve gençlerin sanatla buluşabileceği ve eğitim alabileceği ortamların oluşturulması bu alandaki önceliklerimiz arasında. Müzik ve tiyatro festivalleri ise kültürel etkinliklerimizin önemli bir parçası haline geldi. Klasik Müzik Festivali, Kardeş Kültürler Festivali, Akordeon Festivali ve Caz Festivali gibi etkinliklerin yanı sıra, rutin konserler, söyleşiler ve tiyatro oyunları da programımızın bir parçası.
Toplulukların kendi kültürel üretimlerini desteklemek de önceliklerimiz arasında yer alıyor. Hem alan hem de salon konusundaki desteğimiz her zaman devam ediyor. Bu desteğin bir sonucu olarak tiyatro toplulukları, gençlik ve çocuk halk dansları toplulukları ile Gençlik Senfoni Orkestramızı destekliyoruz.
Çağdaş sanat alanında öncü bir rol üstleniyoruz. Sergilere ev sahipliği yapmanın yanı sıra eğitim çalışmaları, eserlere erişim ve dijital arşiv oluşturma gibi faaliyetlerle sanatı toplumun her kesimine ulaştırmayı hedefliyoruz. Son dönemde yapay zeka, dijital sanat gibi alanlarda çalışmalar yaparak bu tür yenilikçi araçları kullanma fırsatı bulduk. Bu yeni alanlarda iş birlikleri geliştirerek ortak projeler yürütmeyi hedefliyoruz.
Şu dönemde kütüphaneler ve müzeler alanına odaklanacağız. Yeni binalarda ve farklı birimlerde 4 müze ve 4 kütüphaneye sahip olmayı planlıyoruz. Bu kapsamda 100. yıl kutlamaları çerçevesinde Atatürk Müzesi ve Atatürk Kitaplığı gibi özel koleksiyonlara sahip olacağız. Ayrıca evrensel değerler müzemiz ve çocuklara yönelik etkileşimli bir müzemiz de olacak. Düştepe Oyun Müzesi, oyunun kavramsal varlığını anlatan bir müze olarak ön plana çıkıyor.
Bu dönemde kaç sergi, kaç atölye, kaç söyleşi, konser vb. etkinlik gerçekleştirildi? Ortalama bir rakam verebilir misiniz?
Yıllık ortalama 270 etkinliğimiz oluyor. Bunlardan yine yıllık bazda beşi sergi 50 civarı Söyleşi geriye kalan ise yani bu da 220 civarında atölye konser tiyatro sinema gibi gerek açık alanda gerek salonda gerçekleştirilebilecek etkinlikler oluyor.
Bunların içinde görsel sanatlar alanında yaptığınız projelerin içeriği ve oranı nedir?
Pandemiyle birlikte yöneldiğimiz dijital arşiv kısmı yerel yönetimler için de yeni diyebiliriz. Bu kapsamda Müze Sohbetleri başlığı altında Odunpazarı Modern Müze, Sakıp Sabancı Müzesi, Pera Müzesi, İstanbul Modern gibi müzelerle, yöneticilerinin, sanatçıların katıldığı sohbetleri arşivledik. Normal şartlarda yılda ortalama 3 ila 6 arası sergi yapıyoruz. Pandemi koşullarında gerçekleştirdiğimiz sergilerden bazıları şunlar: 2021’de Marcus Graf küratörlüğünde Yeniden başlığı altında 13 sanatçının eserlerinin yer aldığı bir sergi hazırladık. Cemal Süreyya Kültür Merkezi’nde gerçekleşen bu sergide sanatçıların pandemiyle birlikte kente, doğaya, insana yeniden nasıl baktıkları, yola nasıl devam edilebileceği üzerine yoğunlaşıldı. 2022’de de Baysan Yüksel’in, Ceren Göğebakan’ın kişisel sergileri gerçekleştirildi.
Çağdaş sanata yatırım yapmaya sizi yönelten sebepler neler? Bu alanı neden önemsiyorsunuz?
Yerel bir belediye olarak, Ataşehir’in genç ve dinamik nüfusuna çağdaş sanat alanında yatırım yapmanın önemi oldukça büyük bizim için. İlçenin yaş ortalamasının oldukça genç olması, çağdaş sanata olan ilgiyi ve talebi artırıyor. Bu genç nüfusun sanata ve kültüre olan ilgisi, onların sanatsal ve yaratıcı potansiyellerini ortaya çıkarmak ve geliştirmek için büyük bir fırsat sunuyor. Sanat, gençlerin duygusal ve zihinsel gelişimine katkıda bulunurken, onların farklı perspektiflerden dünyayı görmelerine ve anlamalarına da olanak tanıyor.
Çağdaş sanatın desteklenmesi, toplumun kültürel çeşitliliğini ve zenginliğini korumak ve yaşatmak, sanatsal üretkenliği teşvik etmek, sanatçıların ve sanatseverlerin potansiyelini ortaya çıkarmak ve toplumun sanatsal ifade ve iletişim yollarını geliştirmek anlamında büyük bir öneme sahip. Bu nedenle çağdaş sanata yatırım yaparak genç nesillerin sanata erişimini kolaylaştırarak ve onların sanatsal gelişimine katkıda bulunarak toplumun kültürel zenginliğini ve sanatsal çeşitliliğini artırmayı amaçlıyoruz.
Bu dönemde kültür sanata ve özelde güncel sanata ne kadar bütçe ayrıldı? Bu rakam toplam bütçenin yüzde kaçına tekabül ediyor?
Belediyelere ayrılan bütçe içerisinde 29 müdürlük kendi ihtiyaçlarını kendi bütçe çalışmasını yapar, belediye yönetiminden talep eder, yönetim de bu talebi yanıtlar.
Bu yılki bütçemiz 35 milyon civarındaydı. Kültüre ayrılması gereken bütçeyi ulusal ölçekte yüzde 1’e ulaştırmak önemli bugünün koşullarında. Ama bu Ataşehir Belediyesi’nde çok daha fazlası. Kültüre, sanata, eğitime ayırdığımız bütçe yüzde 2,8 seviyesinde.
Özelde güncel sanatı düşünürsek, kültür bütçesi içinde güncel sanat alanında da yüzde 5 iyi bir hedef diyebiliriz.
Bütçe hangi kaynaklardan karşılanıyor?
Belediyelerin gelir kaynakları, öz gelirler ve transferler olarak özetlenebilir. Öz gelirler; toplama yetkisi belediyelerde olan vergiler, harç gelirleri, mülkiyet gelirleri, bağışlar ve yardımlar, salon kiraları, taşınır ve taşınmaz kira bedelleri, giriş ücretleri, işletme gelirleri gibi sıralanabilir. Transferler ise merkezi idarenin genel bütçe vergi gelirlerinden ayrılan pay, proje gelirleri gibi kalemleri kapsar.
Bütçe ortalama yüzde 2,8 dediniz. Bunun ne kadarı öz kaynaklardan karşılanıyor?
Öz gelirler genel olarak yüzde 50 bandında diyebiliriz. Ama özelde kültür faaliyetlerinden elde edilen gelirleri düşünürsek oran azalıyor. Çünkü kültür sanat etkinliklerinin büyük bir bölümü ve eğitim faaliyetlerimizin hepsi ücretsiz. Ücretli olanlar da çok sembolik. Hayalimiz parasız eğitim, parasız sağlık, parasız ulaşım gibi bir ideali kültür sanat alanı üzerinden de kurgulamak. Bu anlamda belediye koşullarında elimizden geldiğince parasız eğitim, parasız kültür sanat faaliyetlerini gerçekleştiriyoruz. Bilet satışı bizim için bu işin en etkisiz kısmı.
Güncel sanat alanında nasıl bir işleyiş var? Karar alıcılar kimler? Bir danışma kurulu var mı?
Güncel sanat alanında Ataşehir Belediyesi’nin karar alma süreçlerinde önemli paydaşlar ve danışma kurulları bulunuyor. Bu paydaşlar arasında İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) gibi önemli kurumlarla yapılan iş birliklerinin yanı sıra, sanat dünyasının önde gelen isimleri arasında yer alan Marcus Graf, Serhan Ada gibi akademisyenler de bulunuyor. Bu isimler, proje bazlı çalışmaların yürütülmesinde danışmanlık yapmakta ve stratejik kararlara katkı sağlamakta.
Ataşehir Belediyesi, karar alma süreçlerinde kültür sanat komisyonu ve eğitim komisyonu olmak üzere iki ana komisyona dayanıyor. Bu komisyonlar, farklı alanlardan sorumlu birimlerin temsilcileriyle bir araya gelerek geniş bir perspektiften fikir alışverişinde bulunup stratejik planlamalar yapıyor. Özellikle özel günler, festivaller ve aylık kültür sanat etkinliklerini düzenleme sürecinde bu komisyonların rolü oldukça önemli.
Belediyenin sahip olduğu fiziksel birimlerin yanı sıra içerik yönetimi, içerik hazırlanması gibi farklı birimler de bu komisyonlarda aktif olarak yer alıyor. Her bir birimin kendi uzmanlık alanına göre katkıda bulunması, karar alma sürecinin daha kapsamlı ve detaylı olmasını sağlıyo.
Komisyonlar, etkinlik takvimini oluştururken, içerik oluştururken ve festival programlarını planlarken birlikte hareket ederek ortak kararlar alıyor. Bu süreç, karar alma mekanizmasının katılımcı ve çok yönlü olmasını sağlayarak, Ataşehir Belediyesi’nin kültür sanat alanında başarılı projeler yürütmesine olanak tanıyor.
Diyelim bir sergi hazırlığı içindesiniz, serginin içeriği nasıl belirleniyor?
Serginin içeriğine komisyon üzerinden tartışılarak karar veriliyor. İçerik planlama sürecinde içinden geçtiğimiz dönem, güncel tartışmalar, sanatçıların tercih ettikleri tema ya da kavramlar, işin gerçekleştirileceği mahallenin sosyo-kültürel yapısı, vatandaş beklentisi gibi birçok etken masaya yatırılıyor. Sergi belli bir yer için düşünülmüş bir sergi ise o birime yönlendiriliyor. Serginin yürütmesi ve kurulması ile ilgili tüm işlemleri o birim yapıyor. Tanıtım, içerik tanıtım vs kısmında kolektif komisyon ve belediyenin farklı müdürlüklerinden destek alınıyor. Orada birimlerin görevi artık küratörün ve serginin ihtiyaçlarını karşılamak oluyor.
Sanatçılarla nasıl ilişki kuruyorsunuz; başvuru, açık çağrı, ihale vb. hangi yöntemleri tercih ediyorsunuz?
Tabii sanatçı ilişkileri noktasında birçok farklı yöntem var. Müdürlüğümüz kadrosunun önemli bir kesimi hem geçmişte hem de günümüzde kültür-sanat alanının içerisinde aktif olan bireylerden oluşuyor. Konservatuvar, güzel sanatlar, edebiyat, tarih, sinema gibi bölümlerden mezun olmuş ve alanda deneyim sahibi birçok çalışma arkadaşımız var ve bu durum da hem gündemi doğru bir perspektifte takip edebilmemizi sağlıyor hem de sanatçılarla kurulacak ilişkinin ve iletişimin temel eksenini oluşturuyor.
Sanatçılara proje bazlı destek veriyor musunuz? Üretim desteği gibi…
Kamu kurumlarında mevzuat gereği proje bazlı destek çok mümkün olamıyor. Satın alma esasları kanun ile düzenlenmiştir ve bu da üretim sürecindeki desteği çok mümkün kılmıyor.
Biraz önce kadronuzun kültür sanat alanında aktif kişilerden oluştuğunu söylediniz. Kültür biriminde çalışanların sektörel deneyimi, alanlarındaki uzmanlıklarına dair daha detaylı bir tablo çizebilir misiniz?
Kültür biriminde çalışan ekip, sahne deneyiminden sahne arkasına kadar geniş bir alanda çalışmış profesyonellerden oluşuyor. Kültür merkezi yöneticilerinin çoğunluğu konservatuar mezunu, kültür merkezi ve stüdyo çalışanları da benzer şekilde nitelikli eğitim geçmişine sahip.
Ekip üyeleri farklı disiplinlerde uzmanlık ve deneyime sahip. Örneğin ben Türk Halkbilimi, Türk Dili ve Edebiyatı ve ayrıca konservatuvar gitar bölümünde eğitim aldım. Ayrıca, yerel yönetimler üzerine yüksek lisans yaparak mevzuat konusundaki bilgimi de genişletmeye çalıştım. Bu çok yönlü eğitim ve deneyim, kültür ve sanat yönetimi alanında hem sahne pratiği hem de mevzuatın gereklilikleri konusunda derin bir anlayışa sahip olmayı sağlıyor.
Kültür ve sanatın bürokrasi ile iç içe geçtiği noktada, bu tür çok yönlü bir eğitim ve deneyim, ekip üyelerinin işlerini etkin bir şekilde yürütmelerine yardımcı oluyor. Sahne performansıyla birlikte kültür ve sanatın yönetimi ve mevzuatı konusundaki bilgi, kültürel etkinliklerin başarılı bir şekilde planlanması, yönetilmesi ve uygulanması için önemli bir avantaj sağlıyor.
Kültür ve sosyal işlerde toplamda kaç kişi çalışıyor?
Müdürlüğümüzde tam zamanlı çalışan 230 personelimiz var.
Sergilerde kaç kişilik bir ekip oluyor?
Sergileri, açıldığı mekânların çalışanları, o birim koordinatörleri kuruyor. Serginin kurulduğu birimlerimiz sanatçının veya küratörün talepleri doğrultusunda planlamayı ve kurulumu organize ediyor. Gerektiğinde dışardan hizmet alımı şeklinde de ilerleyebiliyoruz.
Görsel sanatlara ayırdığınız sabit ya da değişken mekânlar var mı? Bu mekânlar nelerdir? Mekân kapasiteleri ziyaretçi, teknik altyapı bakımından nedir?
Mustafa Saffet Kültür Merkezi, Cemal Süreya Etkinlik Merkezi ve yakında İçerenköy’de açılacak İnal Aydınoğlu Kültür Merkezi’ni de sayarsak üç mekânımız var. Hepsinde de sergi salonu yer alıyor. Ne kadar birim açarsak o kadar talep görecek mekânlar bunlar çünkü bölge geniş ve ihtiyaç fazla. Mustafa Saffet Kültür Merkezi’nin sergi salonunu Türkiye yakın siyasi tarihini, sanat tarihini, tiyatro tarihini çok derinden etkileyecek sürpriz bir müzeye dönüştürüyoruz. Önümüzdeki sezona yetiştirmeyi planlıyoruz. Müzenin ve İnal Aydınoğlu Kültür Merkezi’nin açılmasıyla birlikte sergi sayısı da ikiye katlanacak. Elbette diğer alanlardaki etkinliklerimize de yansıyacak bu. Sergi salonlarımızın ortalama kullanım alanı 300 m2 civarında. Sergileme yöntemleri konusunda da alanı esnek kullanma olanağı da sunuluyor ve bu da ziyaretçi kapasitesini etkiliyor.
Ayrıca sadece sergi salonlarına bağlı kalmayacağımız, birbiriyle bağlantısı olan 8 parkı kapsayan sanatı açık havaya taşıyacağımız bir projemiz de var. Ataşehir Havası adı altında oluşturacağımız bu sanat rotasında çağdaş sanatı farklı disiplinlerle buluşturmayı hedefliyoruz. Pilot uygulamalarına önümüzdeki Haziran’dan itibaren başlayıp Eylül ayında da hayata geçireceğiz.
Belediye şirketleri yaptığınız projelere dahil oluyor mu? Etkinlikler ihale yöntemiyle taşeron şirketlere dağıtılıyor mu? Eğer dağıtılıyorsa nasıl bir yöntem izleniyor?
Ataşehir Kültür ve Eğitim A.Ş., yakın tarihte kurulmuş olan bir belediye iştirakı. Etkin kaynak yönetimi ve verimli harcama politikaları doğrultusunda, belediye iştiraklerinin etkin hale getirilmesi amacıyla kuruldu. Belediye şirketleri, belediyenin kültür ve sanat projelerine katkıda bulunabilmekte ve bu projelerde önemli bir rol üstlenebilmekte.
Etkinliklerin ihale yöntemiyle taşeron şirketlere dağıtılıp dağıtılmadığına dair sürecin şeffaf bir şekilde işlediğini belirtmek isteriz. İhale süreçlerinde şeffaflığı ve adil rekabeti sağlamak amacıyla belirlenen prosedürler ve standartlar doğrultusunda hareket ediliyor. Belediye şirketleri, katılımı teşvik etmek ve yerel işletmelere fırsat eşitliği sağlamak adına açık ve rekabetçi bir ihale süreci yürütüyor.
Ataşehir Kültür ve Eğitim A.Ş, kamu kaynaklarının verimli kullanılmasını ve toplumun geniş kesimlerine hizmet etmeyi hedefliyor. Şirketin gelir odaklı değil, topluma hizmet odaklı olduğunu belirtmek isteriz. Bu nedenle elde edilen gelirlerin çoğunlukla belediyenin kültürel ve eğitim amaçlı projelerine ve halkın faydasına yönlendirildiğini söyleyebiliriz. Belediye şirketlerinin kendi öz kaynaklarını dönüştürerek topluma hizmet veren bir yapıya sahip olduğunu ifade edebiliriz.
Sponsorlar ve fonlar kısmında nasıl bir işleyiş söz konusu?
Mesela İstanbul Kalkınma Ajansı’nın fonladığı bir çalışmamız var. Uluslararası iş birlikleri de söz konusu. Mesela gençlerin hem kent yönetimine hem kültür sanat faaliyetlerine katılımını teşvik edecek Türkiye’nin belki de ilk aktif çalışan gençlik parlamentosunu kurduk. 2025’de kardeş belediyemiz olan Monheim Gençlik Parlamentosu ve onların kardeş belediyesinin parlamentosunun katılacağı bir gençlik zirvesi düzenleyeceğiz. Beldiye bütçesinden hiçbir fon kullanmadan gençlerimizin Erasmus’a yazdığı proje kapsamında gerçekleştireceğiz bu buluşmayı.
Kardeş belediyelerle ya da uluslararası işbirlikleri kuruyoruz demiştiniz. Bu iş birliklerinin ortalama bütçesi nedir?
Kardeş belediye uygulamalarında model olabilecek nitelikte çok yönlü ve başarılı bir ilişkiyi Almanya’nın Monheim Am Rhein belediyesi ile sürdürüyoruz. Ataşehir’deki ve Monheim’daki tasarım okullarımızda ortak müfredatla ve zaman zaman beraber gerçekleştirilen projelerle, gençlik senfoni orkestralarımızın şef değişimi ve ortak repertuvar çalışmalarının ortak konserleriyle, gençlik parlamentolarımızın kardeş olma süreçleriyle devam eden bu ilişki her geçen gün daha da güçleniyor. Az önce bahsettiğim tasarım okulumuzun kuruluşunu tamamen Monheim üstlendi mesela. 60 bin Euro’luk bir hibe ile tasarım alanında çocuklarımızın ve gençlerimizin eğitim alabileceği bir merkez kurmamızda büyük destekleri oldu.
Akademi ya da diğer sanat topluluklarıyla nasıl bağ kuruyorsunuz?
Ataşehir Belediyesi sınırları içinde Acıbadem Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi ve Adıgüzel Üniversitesi olmak üzere üç üniversite var. İşin bir kısmı da tabii üniversite iş birlikleri. Üniversitenin kente, kent yönetimine katkısı, kent yönetiminin üniversiteye katkısı gibi etkileşimler karşılıklı gelişime açık bir süreç hazırlıyor. Bunun yanında bağımsız tiyatrolarla, Film-koop, Yay-koop gibi birliklerle kültür-sanat dernekleri ile çok yakın ve işbirliğine dayalı ilişkilerimiz var. Mesela tiyatro festivali yapıyorsak bu, Tiyatro Kooperatifi’nden bağımsız olmuyor.
Peki ilçe sakinleriyle bağlarınız nasıl? Etkileşimi, iletişimi nasıl sağlıyorsunuz? Nasıl geri dönüşler alıyorsunuz? Bu dönemde ziyaretçi sayısı ortalama ne kadardı?
Ataşehir’de kültür sanat alanı ağırlıklı olarak kamu eliyle yürütüldüğünden vatandaşla olan ilişkimiz gayet iyi. Halkımızdan büyük bir beklenti var belediyenin etkinlikleri ile ilgili. Bu taleplere de olabildiğince yanıt vermeye çalışıyoruz. Sosyal medya, billboardlar, afişler, el broşürleri, pankartlar gibi birçok tanıtım alanını aktif olarak kullanmaya çalışıyoruz. Sosyal medya dönüşleri, çağrı merkezi ve belediyenin iletişim ve dönüt birimlerinden dönüşler bizim için önemli göstergeler. Ayrıca personelimizin çoğu ilçe içerisinde vatandaşın tepkisini doğrudan gözlemleyebiliyorlar çünkü aynı ilçede yaşıyorlar. Ayrıca Başkan Ataşehir’i Dinliyor diye bir iletişim birimimiz var. Bu birim kapı kapı gezip vatandaşla görüşüyor. En doğrudan dönüt de bu noktadan sağlanıyor. Ziyaretçi sayısı meselesi ise yine çok tartışılan bir mesele. Önemli olan, doğru etkinliği doğru kitle ile birleştirebilecek doğru örgütlenme sistemini geliştirmek. Örgütlenme diyorum çünkü bir etkinliği hedefine uygun bir şekilde gerçekleştirmek için konuya basit bir organizasyon süreci olarak değil bir örgütlenme süreci olarak yaklaşılmalı diye düşünüyorum.
Belediyenin merkezi yönetimle nasıl bir işbirliği var? Belediyenin yetkisi ve mali olanaklarının sınırı ne?
Yerel yönetimler görece daha bağımsız yapılar ama neticede bir kamu kurumu. Belli alanlarda milli eğitimle, kültür bakanlığıyla kesişim noktası olan birçok alan var. Mesela eğitim kurumlarımız Milli Eğitim Bakanlığı’nın denetimine tabi ve onlara bağlı. Bu da olması gereken zaten. Böylece yasallığın avantajıyla ilerliyoruz.
Kültür sanat alanına yaptığınız bu yatırımların nasıl bir geri dönüşü olacağını umuyor ya da gözlemleyebiliyorsunuz?
Kültür ve sanat, toplumların gelişiminde ve refah düzeylerinin artmasında kritik bir rol oynuyor. Bu yatırım, toplumun kültürel mirasını koruma, yaratıcılığı teşvik etme, toplumsal katılımı artırma, eğitim ve öğrenmeyi destekleme gibi bir dizi önemli amaca hizmet ediyor. Belediye olarak, kültür ve sanata yatırım yapmak, toplumda bir kültür ve sanat bilincinin oluşmasına katkıda bulunmanın yanı sıra bireylerin sosyal yaşamda daha aktif olmalarını sağlamak amacıyla da önemli bir adım.
Bu yatırımın geri dönüşü çeşitli şekillerde gözlemlenebilir. Öncelikle kültürel etkinlikler ve sanat faaliyetleri, toplumsal bağları güçlendirerek dayanışma ve birlik duygusunun oluşmasına yardımcı olur. Aynı zamanda sanat, bireylerin duygusal zekasını geliştirir, empati yeteneklerini artırır ve yaratıcı düşünceyi teşvik eder. Kültürel etkinlikler ve sanat projeleri, turizm potansiyelini artırarak ekonomik kazanç sağlayabilir ve toplumun kültürel çeşitliliğini ve zenginliğini ortaya koyarak toplumun kimlik duygusunu güçlendirebilir. Ayrıca, sanat eğitimi, gençlerin ve çocukların kendilerini ifade etmelerine olanak tanır ve kişisel gelişimlerine katkıda bulunur.