Connect with us

Ne arıyorsun?

Argonotlar

Söyleşi

Anadolu yakasının yeni sanat mekânları

Anadolu yakasında her geçen gün sayısı çoğalan sanat mekânlarını, sanatın kalbini bu bölgeye taşıyan galeri yöneticileriyle konuştuk.

Kimilerine göre karşı taraf kimilerine göre bu yakadır Anadolu yakası. Avrupa yakasının kültür ve sanat konusundaki hükümranlığına karşı sanat dünyası son yıllarda yavaş yavaş Anadolu yakasında da yoğunlaşmaya başlıyor. Anadolu yakasında yeni açılan sanat galerileri ve etkinlik mekânları gözleri, yıllardır kültür ve sanatın merkezi olma konumundaki Avrupa yakasından boğazın diğer yakasına çevirdi. Her geçen gün sayısı artan irili ufaklı sanat galerileri ve etkinlik mekânları ‘karşı’yı da hareketlendirecek gibi görünüyor. 

Sanat piyasasının yeni rotası Anadolu Yakası, Kadıköy yoğunluklu olmak üzere son yıllarda yeni açılan sanat mekânlarına ev sahipliği yapıyor. Genç ve dinamik demografisiyle, kültür sanat unsurlarının çoğalmasıyla Kadıköy bir merkez olma yolunda ilerliyor. İstanbul’da yaşayan hemen herkesin dilinde olan; “Beyoğlu ölünce hayat Kadıköy’e taşındı” söylemi güncel sanat mekânlarında da karşılıklarını bulmaya başladı. Son yıllarda Anadolu yakasında çoğalmaya başlayan sanat kurumlarını şehrin o bölgesine de hayat veren galeri yöneticileriyle konuştuk. KOLİ Art Space, HOOD Base, Alan Kadıköy, X Media Art Museum (XMAM), Decollage, MAGNET ve Galeri 11.17 galerilerinin yöneticileri, hem kuruluş hikâyelerini hem yakın dönem ve gelecekte gerçekleştirmek istedikleri çalışmalarını hem de Anadolu yakasındaki sanat ortamının gelişimini anlattı.

KOLİ Art Space

Ne zaman açıldı: Nisan 2021
Nerede: Rasimpaşa Mh, Yurttaş Sk. No:14/A, 34716 Kadıköy
Web sitesi: koliartspace.com

Yeldeğirmeni’nde mahalleyle iç içe bir yeri var KOLİ Art Space’in. Yasemin Kalaycı ve Elçin Acun tarafından kurulmuş kâr amacı gütmeyen, bağımsız bir çalışma, üretme ve sergileme alanı olarak hizmet veren mekân sanatsal deneyim ve işbirliği ekseninde genelde queer ve feminizm temalarına odaklanıyor. KOLİ Art Space’in kapsayıcılık, çeşitlilik ve değişim fikirlerini yansıttığını belirten kurucusu Elçin Acun; “Burayı bir aktivizm mekânı olarak düşünüyoruz” diye konuştu.

Elçin Acun ve Yasemin Kalaycı
Kurucu Elçin Acun: “İnsanlar gelsin, çoğalalım, toplantılar yapalım fikriyle bu mekânı hayata geçirdik”

Ben akademisyen ve fotoğrafçıyım, Yasemin de öyle. İkimiz de sanat alanının içinde olan insanlarız. O da fotoğrafçı. Fotoğraf mezunuyum ama video ile uğraşıyorum uzun zamandır. Pandemi de sıkışmışlık halinde sanatçı olarak bir şeyler yapmak istedik ve bir atölye tutmayı düşündük. Kendimize nefes aldıracak bir alan gibi bir düşüncemiz vardı. Sanat ortamı da durmuş vaziyetteydi. Başlangıçta bir atölye tutma fikriyle yola çıktık. 10 yıl önce bizim Stüdyo Açık diye bir inisiyatifimiz vardı. Kolektif buluşmalar yapıyorduk. Edebiyatçılar, kuramcılar da geliyordu. O zamandan beri bunu hep yeniden yapmak gibi fikir vardı kafamda. Pandemiyi de fırsat bilerek burayı tuttuk. Başta atölye gibi kullanmak ve sergiler yapmak istedik. İnsanlar gelsin, çoğalalım, toplantılar yapalım fikriyle bu mekânı hayata geçirdik. Şimdilik 1 yıl oldu. Tanıdığımız küratör ve sanatçı arkadaşlara tekliflerde bulunduk. Senkron video sergileri kapsamında bir sergi yapmıştık. Burayı tutup, tadilat yaptıktan hemen sonra senkrona katıldık. Şu an sekizinci sergimizi yapıyoruz.

“Ana akım galerilerde yer bulamayan sanatçılara bir alan açmak istedik” 

Burası özellikle queer sanata odaklanan bir mekân. Bunun böyle olmasını özellikle tercih ettik. Bir noktada aktivizm mekânı olarak düşünüyoruz. Görünürlük olarak bir alan açmak istiyoruz. Feminist, queer ve kadın sanatçılara özel bir yer olduğu andan itibaren burası bir görünürlük mekânı haline geliyor. Kendine satış ve sansür kaygısı yüzünden ana akım galerilerde yer bulamayan sanatçılara bir alan açmak istedik. O yüzden böyle bir temayla yola çıktık.

“Sanatçıların çoğu bu yakaya kaçtı”

Müze Gazhane ve Alan Kadıköy’ün açılması Kadıköy’e bir hareketlilik getirdi ama yine de ana akım galeriler karşıda. Oysa ki Taksim şu anki geldiği durum itibarıyla neredeyse bir açık hava alışveriş merkezine döndü. Özellikle Gezi’den sonra bilerek ve isteyerek oluşturulmuş bir süreçti bu. Ben de o zamanlar orada oturuyordum, sanatçıların çoğu bu yakaya kaçtı. Sanatçılar atölyelerini rahatlıkla burada tutabiliyorlar. O zaman iyice bu yakaya gelmeye başladılar. Sanatçıların izleyicisi de var ama ana akım sayılabilecek galeriler henüz faaliyet göstermiyor. Belki Beyoğlu’nun bir alışkanlığı var ya da koleksiyonerler buraya pek gelmiyor olabilirler. Arter ve Dirimart’ın yan yana Dolapdere’de açılması ise sanırım orada bir ‘community’ oluşturmaya çalışmak.

KOLİ Art Spece kâr amacı gütmeyen, herhangi bir kuruma bağlı olmayan, finansal desteği olmayan, tamamen kendi kendimize yaptığımız, hibelere başvurarak finanse etmeye çalıştığımız ve bir kuruma bağlı olmadığımız için de bir otoritenin olmadığı bir alan. Oradakilerin hemen hepsi bir şirketin uzantısı. 

“Zamanla ana akım galerilerin de burada açılacağını düşünüyorum”

Yeldeğirmeni hâlâ mahalle kültürünün yoğun yaşandığı bir yer. Her sergide, sergi açılışı yapıyoruz ve her seferinde insanlar dışarıya taşıyor burada. Burada bir tiyatro performansı yaparken kahveden amcalar gelip onlar da izledi. Herkes apartman pencerelerinden izledi. Genelde mahalleyle iletişimiz iyi. 

Kadıköy bazı insanlara uzak gelebiliyor. Halen ziyaret etmeyen arkadaşlarım var sekizinci sergimize rağmen. Ben kendimiz olarak var olabildiğimiz bu mahalle ortamını seviyorum. Kendimiz gibi insanların var olabildiği bir yer olarak burayı seçtik. Burası Moda gibi elitist bir yer de değil. 

Zamanla buralarda ana akım galerilerin de açılmaya başlayacağını düşünüyorum. Bir sürü etkinlik alanı yapılmaya başlandı. Kadıköy eski Taksim ve Beyoğlu’nun eğlencenin ve sanatın iç içe geçtiği hâli gibi olmaya başladı. Bu yerlerin de açılmasıyla birlikte geleceklerdir diye düşünüyorum.”

“Önümüzdeki yıl sergilerin yanı sıra kolektif çalışmaların olmasını istiyoruz”

Şimdiye kadar sekiz sergi yaptık. Haziran’a kadar da üç tane daha var. New York’lu bir sanatçı gelecek. Mayıs’ta podcast yapan bir sanatçımız burada bir ses enstalasyonu yapacak. Haziran’da Sınırsız ekibi bir sergi yapacak. Eylül’de “Through the Window” projesi dahilinde bir workshop yapılacak. Önümüzdeki yıl sergilerin yanı sıra seminerler, konuşma dizileri, atölyeler, performanslara daha fazla ağırlık vermek istiyoruz. Sadece iki kişiye özgü değil de biraz daha kolektif çalışmaların olmasını istiyoruz.

HOOD Base

HOOD Base

Ne zaman açıldı: Ocak 2020
Nerede: Caferağa, Bahariye Cad, İleri Sk. No: 1F, 34710 Kadıköy
Web sitesi: hood-base.com

Anadolu yakasının son dönem etkinlikleriyle dikkat çeken mekânlarından bir diğeriyse HOOD Base. Bilindik sergi ve galeri yapısının dışında görsel ve işitsel sanatlarda bir üretim merkezi olmayı hedefleyen mekân bir etkinlik alanı olarak da kullanılıyor. HOOD Base kurucularından Murat Kılıkçıer (In Hoodies) ve Artemis Günebakanlı (Manyetik Bant) çok amaçlı birçok unsura yer veren mekânı; yaratıcı endüstriler için kültür-sanat ekseninde proje ve içerikler üreten bir ekibin evi olarak tanımlıyor.

Kurucular Murat Kılıkçıer (In Hoodies) ve Artemiz Günebakanlı (Manyetik Bant): “Bilinen galeri yaklaşımından uzak kolektif bir ortak kullanım alanı hayal ettik”

Bir süredir hem kendi çalışma alanımız olabilecek, içerisinde müzik ve kayıt yapabileceğimiz, hem bilinen galeri/sergi alanı yaklaşımından uzak, sanatçılardan alan kirası/komisyon/duvar ücreti vs istemeyen, kolektif bir ortak kullanım alanı hayal ediyorduk. İleri Sokak’taki yeri bulmamız ile Dilara Özden’in Japonya’dan dönmesi aynı zamana denk geldi. Dilara ile HOOD Base’in açılış sergisini kendisiyle yapmak için konuşurken, onun da bir çalışma alanı araması ve ortak ‘art hub’ fikrini sevmesiyle bir ekip olduk ve birlikte çalışmaya başladık.

Açılıştan sonra ilk üç ay harika geçmişti. Alanda sürekli bir sergi oluyordu. Her iki yakadan da neredeyse her gün pek çok insan uğrayarak ya da yazarak burada yapmayı hayal ettiklerini anlatıyordu. Her hafta ücretsiz atölyeler, minik performanslar ve sanatçı buluşmaları yapıyorduk. Neredeyse yıl sonuna kadar hem HOOD Base içerisinde, hem farklı alanlarda yapılacak işbirlikleri ile takvimimiz hızlıca dolmuştu. Sonra araya pandemi girdi ve çalışmalarımız bir süre dijital projeler ile devam etti.

“Yaratıcı bir üretim, oyun ve ilham alanı bizim için burası”

Moda civarında yaşıyoruz. Seviyoruz burayı. Tanıdığımız, arkadaşımız pek çok sanatçı etrafımızda. Evde hissettiriyor. Hatta iki senedir HOOD’un olduğu alanda daha önce çalışan ROKET No1. ekibi işlerini hayranlıkla takip ettiğimiz arkadaşlarımızdı. Tam onlar İzmir’e taşınma sürecindeyken ve yeni kiracılar aranırken Zuhal Müzik ile Akasya’da gerçekleştirdiğimiz multidisipliner festival FAZ.1 bize güç ve umut verdi. Dolayısıyla bizim için HOOD’u İleri Sokak’ta daha önce ROKET No.1’in atölyesi olan yerde hayata geçirmek bir tercihten çok, doğal gelişen bir süreç oldu. 

Ancak HOOD Base’e tam olarak bir sanat galerisi denebilir mi emin değiliz. Yaratıcı bir üretim, oyun ve ilham alanı bizim için burası. Bir yandan da özellikle görsel ve işitsel sanatlar başta olmak üzere, yaratıcı endüstriler için kültür-sanat ekseninde proje ve içerikler üreten bir ekip olan bizlerin evi. Dolayısıyla minik bir galeri olmasının yanı sıra atölye, sanatçı konuşması, topluluk buluşması, lansman, canlı çizim ve müzik performansları gibi etkinlikler düzenlenebilen, podcast ve radyo programı kaydı, fotoğraf çekimi için kullanılabilen bir alan.

“Gezi’den sonra Avrupa yakasında özgür alanların sosyal yapısı değişti”

Gezi’den önce başlayan ama o süreçten sonra gitgide hızlanan bir şekilde Avrupa yakasında görece özgür görülen alanların sosyal yapısı değişti. Kültür sanatla ilgili çevrelerde ve üretenlerde kaçınılmaz olarak Anadolu yakasına ilgi arttı. Azalarak da olsa bir süre daha böyle devam edecektir diye düşünüyoruz. İdari müdahaleler olmasa bile ekonomik nedenlerle buralarda da barınmak her geçen gün daha da güçleşiyor. Uzun vadede bir şey öngörmek pek mümkün değil ama umutluyuz. Belirli yerlerde kümelenmek, neredeyse bir çeşit alan savunması ile yaşamaktansa, her insanın kendini yaşayabileceği daha çok alan olmasını isteriz. Bir yakada, bir bölgede, bir mahallede yoğunlaşılmasındansa, her yer farklı renk ve seslerle dolsun, daha özgür yaşanabilsin, herkes üretip paylaşabilsin istiyoruz.”

“Örneğin sergi hazırlığında bir sanatçısınız ve çalışma alanınız yok. Mesela üç hafta alt kata kapanmak ve bir sergi çıkarmak istiyorsunuz.”

Sanatçılar ile temas halinde olmak, yeni insanlar ve üretimlerle tanışmak, ilham alabilmek bizlere en iyi ve en değerli gelen, kendi üretimlerimizi de en çok besleyen şeyler. Dolayısıyla elimizden geldiğince sergi, atölye, performans ve buluşmalar, farklı üretim formlarının bir arada sunulduğu etkinlikler devam edecek. 

Diğer yandan buraya ve bizlere destek olan kurum ve kişilerin desteğini daha çok sanatçı ile paylaşabilmek amacıyla WE Base başlıklı bir projeye başlıyoruz. WE Base’i, burayı – özellikle alt katı – uzun süreli olarak farklı kolektif, ekip veya sanatçıların kullanımına açmak gibi tanımlayabiliriz. 

Örneğin sergi hazırlığında bir sanatçısınız ve çalışma alanınız yok. Mesela 3 hafta alt kata kapanmak ve bir sergi çıkarmak istiyorsunuz. Ya da bir yaratıcı / üretici ekipsiniz ve bir hafta tüm toplantılarınızı, atölyelerinizi, üretici süreçlerinizi HOOD alt katta yapabileceksiniz. Veya bir müzik grubusunuz ve bir süre burada üretmek istiyorsunuz gibi…

Bunlar haricinde HOOD Base dışındaki alanlarda sergi ve etkinlik fikirleri devam ediyor. Buralarda hep paydaşımız gördüğümüz, çalışmalarımıza değer veren Onaranlar Kulübü, Zuhal Müzik, Olmadı Kaçarız, Elipsis Records, İCAF gibi yapılar ve markalarla ilerliyoruz. Tel Aviv – İstanbul hattında 14 sanatçı ile yaptığımız albüm “Remotely Close”u merkeze alan birkaç etkinlik olacak. Herkes Tek, DasDas’ta gerçekleşen tribute geceleri, Moğollar tribute albümü gibi paydaşı olduğumuz çalışmalar artık sürekli işlere dönüştü diyebiliriz.

XMAM (X Media Art Museum)

Ne zaman açıldı: Ocak 2022
Nerede: Metropol İstanbul Atatürk Mahallesi, Ataşehir Blv., 34758 Ataşehir
Web adresi: xmediaartmuseum.com

Türkiye’nin ilk dijital müzesi olma özelliğini taşıyan XMAM dijital sanatla teknolojinin imkânlarını sentezleyerek izleyicilere kapsayıcı bir mekân deneyimi sunuyor. Şu günlerde “Leonardo Da Vinci Wisdom Of Al Light” sergisiyle kapılarını açan müze arttırılmış gerçeklik ve interaktif bir temayı merkeze alarak izleycilerine görsel bir şov deneyimi yaşatıyor. XMAM’ın kuruluş hikâyesini ve yeni dönem çalışmalarını Müzenin direktörü Esra Özkan anlattı.

Direktör Esra Özkan: “Amacımız kültürel miras yaratmak ve geleceğe aktarmak”

XMAM fikri aslında yeni değil, dört yıl önceye dayanıyor. Bugüne kadar ilmek ilmek düşünülerek gelindi. “X”in değişkenliğinden yola çıktık ve matematikte de olduğu üzere “x”in değerinin değişmesine odaklandık. Aynı hikâyeden yola çıkarak dijital sanat ve yeni medya müzesi olalım istedik. Ouchhh Stüdyo ekibin, “x’in düşünülmesi ve anlamlandırılması tarafında çok emek verdi ve “x”in hikâyesini kurguladı. Şu an burada da Ouchhh’un Leonardo Da Vinci: Yapay Zeka Işığın Bilgeliği Cern’den Nasa’ya İnsanlık ve Metaverse çalışmasını sergiliyoruz. Müze, bir dijital sanatlar müzesi ve farklı alt başlıkları içeriyor. Çok kısa zamanda çok hızlı bir izleyici kitlesine ulaşıldı. 65 binin üzerinde kişiyi gördük.

Kapsayıcı, interaktif, disiplinler arası sanat üretimleriyle, seyircisini sanatının bir parçası yapan eserlere ev sahipliği yapıyoruz. Alanında profesyoneller, genç sanatçılar, akademisyenler, mühendisler kısacası bu alanın tüm paydaşlarıyla birlikte bilgi üretmeye ve bu alanı geliştirme hedefindeyiz. Bu bağlamda Xlab, Xdiyalog ve Xkids olarak 3 farklı alt başlık açıyoruz.

Aynı zamanda XMAM kendi içerisinde farklı konuları ele alıyor. Güncel olarak toplumsal cinsiyet politikası üzerine yazdığımız bildirgemizi yayınlayacağız, hâli hazırda onun hazırlığı içerisindeyiz. Yeşil enerji bizim için önemli konulardan bir diğeri. Her müzenin amaçlarından biri tabii ki kültürel miras yaratmak ve geleceğe aktarmak. Dolayısıyla bu amaçlardan birini biz de yapmak istiyoruz. Bunlarla ilgili bir iş birliğiyle ilerliyor olacağız. Müze olarak ortalama 750 metrekare alanında sergi yapıyoruz. Burada sürükleyici, kapsayıcı bir mekan deneyimi sunuyoruz izleyicilere. Yekpare bir alandayız, ileri teknoloji kullanıyoruz. Bu alanda da hem profesyonel sanatçılarla ilerliyoruz hem de yeni açılan gençlere kapı açıyoruz. 

“İnteraktif olarak farklı duygulara hitap eden bir teknolojiden bahsediyoruz”

Bizim burada örneklendirdiğimiz şey şu; Mona Lisa’yı gidip Fransa’da görseydiniz, küçücük bir tablo görecektiniz, burada gördüğünüz Mona Lisa ise çok daha büyük. Ölçeği değiştirilmiş olarak daha yakından bakabiliyorsunuz. Müzenin diğer konuları ise VR, AR ve XR. İnteraktif olarak işin içindeyken farklı duygulara hitap eden bir teknolojiden bahsediyoruz.

“Anadolu Yakası daha sakin, Beylikdüzü’nden bile gelen var”

Das-Das, Anadolu yakasının kültür sanat merkezi. Burada birçok oyun oynanıyor, tiyatro, konser ve festival Das-Das’da yapılıyor. Şimdi müzeyle birlikte aslında daha büyük bir hacme ulaştı. Evet buraya yoğun bir ilgi var. Aslında bizim şehir dışından gelen çok fazla izleyicimiz var yoğunlukla. Gittikçe Anadolu yakasında da hikâye büyüyor. Burası daha sakin sanki. Karşıda da birçok etkinlik yapılıyor. Anadolu yakasında azdı zaten. Biz çok güzel izleyici alıyoruz. Beylikdüzü’nden gelen bile var. Ankara, Bursa’dan gelenler de var. Oldukça büyük bir kitlemiz var. 

Alan Kadıköy

Alan Kadıköy

Ne zaman açıldı: Aralık 2021 
Nerede: Koşuyolu Mah. Muhittin Üstündağ Cad, Alidede Sk. NO:2/1, 34718 Kadıköy
Web sitesi: alankadikoy.com

Kadıköy Belediyesi’nin himayesinde kurulan Alan Kadıköy tiyatro, sergi ve konser alanıyla çok amaçlı bir hizmet sunan bir yapı. Alan Kadıköy yakın dönemde gerçekleştirdikleri etkinlikleriyle ses getirmeye başladı. Mekân seyircilere modern bir sahne deneyimi yaşatan ‘black box’ sahnesi ve kapalı salonuyla ön plana çıkıyor. Şu günlerde “XX. Yüzyılın 20 Modern Sanatçısı” başlıklı Öner Kocabeyoğlu’nun koleksiyonuna yer veren mekânı ile ilgili Kadıköy Belediyesi Kültür Müdürü Alişan Çapan’ın görüşlerini aldık.

Alişan Çapan
Kadıköy Belediyesi Kültür Müdürü Alişan Çapan: “Derdimiz sıradan vatandaşı nasıl plastik sanatla buluşturabiliriz yönünde

Binanın yapılma sebebi bugünün koşullarına uygun bir tiyatro mekânı kazandırmaktı. Aşağıda ise çok amaçlı bir salon tasarlanmıştı. Türkiye’de birçok ilçe kültür merkezi binalar yaptırıyor fakat Alan Kadıköy onların arasında başlangıçta hayal edilene en yakın gerçekleşmiş proje demek doğru olur. Burası A’dan Z’ye bir kültür merkezi olarak tasarlanmış. Bu beraberinde daha önceki kültür merkezlerinde bizim belediye olarak efektif değil dediğimiz hataların burada olmamasını getiriyor. Kamuyla özel sektör arasında melez bir yere konumlandırmak gerekiyor burayı. Genelde belediyeler benim gözlemlediğim kadarıyla belli bir kültür bütçelerine sahipler. Bunun dışında dışarıdan bir paydaş girmiyor pek işin içine. Kadıköy’de ne yapılsa karşılığını bulduğu için özel sektörle iş birliği yapıp buranın olanaklarını geliştirmek istiyoruz belediye olarak. Bunu yapabilmek için de ve açıldığımız ilk sezonda bir takım hamleler yaptık. İKSV ile daha geniş bir partnerliğimiz olmaya başladı ve bu durum İKSV’nin izleyicisini buraya alıştırdı. Öner Kocabeyoğlu sergisi çok önemli çünkü ilk geldiğimizde aşağısı çok amaçlı salon olarak tasarlanmıştı. Burası 650 metrekare bir mekân fakat altıya bölünebiliyor. Kadıköy Belediyesi olarak plastik sanatları izleyiciyle ‘nasıl buluştururuz’ düşüncesi vardı. Bizim derdimiz sıradan vatandaşı nasıl plastik sanatla nasıl buluşturabiliriz yönünde. Bu çıkış noktasından aşağıdaki salonu galeri gibi kullanmaya başladık. Burası kendine özgü bir takım olanaklar taşıyan bir yer olduğu için Öner Bey’le iletişime geçtik ve sahne tasarımcısı Metin Deniz’le çalışmaya başladık. Bu sergiyi hayata geçirebilir miyiz diye düşündük, Öner Bey de olumlu bakınca bu sergiyi açtık. Bu sergideki amaç; 10 yıl önce Kadıköy nüfusuna baktığınız zaman çok az insan sergiye giderken bugün derdimiz Kadıköy’lünün buluşamayacağı şeyleri ayağına getirebilmek. Bir diğer amacımız ise; Kadıköy’de üretilen sanatı burada nasıl sergileyebiliriz ve sanatçıya nasıl hizmet edebiliriz yönünde. Kadıköylü olsun olmasın, Alan diye bir yer var ve oraya gittiğinde boş çıkmayacağını insanların bilmesini istiyoruz.

“Klasik sahne düzenin kırılacağını düşünüyoruz”

Ayrıca ‘black box’ sahnesi kullanıyoruz. Sahnenin iki tarafından da koltuklar açılıyor. Ortada kalan boşluğun da kullanılabildiği sahnede sanatçının oynamak istediği oyuna göre düzenlenen bir sahnemiz var. Böyle bir teknik her yerde yok, klasik sahne düzeninin yavaş yavaş kırılacağını düşünüyoruz. Burada yılda bir ya da iki defa prodüksiyon yapmayı istiyoruz.

“Sanatla insan arasındaki bariyerin kalkması gerek”

İstanbul’un her yerinden gelenler var. Bizim derdimiz; hem sanatın üretilme sürecine bir katkı sunmak istiyoruz hem de sanat tüketicisi halk kitlesini de tatmin etmek zorundayız. Yeni gelişen sanat türlerinde, Türkiye gelişmekte olan bir yer olduğu için çok ihtiyatla yaklaşılması gerektiğini düşünüyorum. Burada kolektif yapıları ‘promote’ etmek zorundayız. Ben hâlâ sanatla insanlar arasında inanılmaz bir bariyer olduğunu düşünüyorum. Sevmeyenler hiç ilgi göstermiyorlar, ilgi gösterenler de edilgen bir şekilde gösteriyorlar. Sanat sevicisi konumundan çıkıp bir eşit paydaş olmak lazım. Sanatı olumlu anlamda ayağa düşürmek gerekir.

MAGNET 

Ne zaman açıldı: Aralık 2020
Nerede: Caferağa, Hacı Şükrü Sk. 1/2, 34710 Kadıköy
Web sitesi: magnet.istanbul

Sanat piyasasında aktif rol oynayan sanat profesyonellerini sanatseverlerle bir araya getirmeyi amaçlayan MAGNET, kültür ve sanat alanında teori ve pratiğe dayalı programlar sunuyor. Mekân ulaşılabilir sanat eserleri, atölye ve koleksiyon ziyaretleri, butik müzayedeler, sergiler, teorik atölyeler ve workshoplar gibi geniş etkinlik alanları yaratarak birey ve kurumların tüm ihtiyaçlarını tek bir platformda karşılamayı hedefliyor. 

Hazal Gençay Sungur
Kurucu Hazal Gençay Sungur: “Sanatseverlerin tüm ihtiyacına cevap verecek bir çekim merkezi olsun istedim”

MAGNET’in fikir aşaması üniversite hazırlık dönemime denk geliyor. Tam olarak ne okumak istediğimi biliyordum ve bugünün tasviri kafamda belliydi. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde Sanat Tarihi okudum ve ikinci sınıftan itibaren Türkiye’nin önde gelen sanat galerilerinde çalışmaya ve yayınlarında sanat yazarlığı yapmaya başladım. 16 yıl kültür ve sanat sektöründe çalıştıktan sonra yola kendi markamla devam etmek istedim ve pandemi dönemi kapanması MAGNET’in altyapısını hazırlamak için oldukça uygun bir zaman oldu benim için. O zamana kadar yaptığım tüm işleri bir araya getirebileceğim bir kültür ve sanat platformu hazırlamaya karar verdim. Hem benim deneyimlediğim tüm çalışma alanlarını bir araya getirecek hem de sanatseverlerin tüm ihtiyacına cevap verecek bir çekim merkezi olması fikri ile MAGNET ismini seçtim. Aralık 2020’den bugüne MAGNET 1. yaşında.

“Sanatın merkezinin yalnızca Avrupa yakası ile sınırlandırılması İstanbul’a haksızlık”

MAGNET hayatına tam da pandeminin ortasında online olarak başladı. Bu biraz da o zaman içinde bulunduğumuz dönemin getirdiği bir zorunluluktu. Her ne kadar online başlamış olsam da zaman içinde konsinye eserler, özellikle de müzayedelerde yer alan eserler ve onları görmek isteyen koleksiyonerler için bir fiziksel mekân ihtiyacı doğdu. Hem Avrupa hem de Anadolu Yakası’ndan ziyaretçilerimizden çok olumlu dönüşler alıyoruz.

Sanatın merkezinin yalnızca Avrupa Yakası ile sınırlandırılmasının İstanbul gibi bir şehre haksızlık olduğunu düşünüyorum. Son dönemde Anadolu Yakası’ndaki mekânlar İstanbul ve Kadıköy Belediyesi’nin de katkılarıyla kültür ve sanat projeleri için değerlendirilmeye başlandı. Bu şehrimiz için çok kıymetli bir katkı. Moda’nın değerlerini koruyan, butik, dinamik, genç ve doğal yapısı MAGNET ile çok örtüşüyor. Bu nedenle Moda’dayız.

Şehrimiz devamlı bir dönüşüm sürecinde ve demografik yapısı değişmekte. Avrupa Yakası’nın her daim merkez olarak kalacağı aşikâr ancak Anadolu Yakası’ndaki hareketin varlığı da bir gerçek. Genç nüfusa özgür bir alan sunan Kadıköy hem sosyalleşme mekânları hem de yeni açılan kültür ve sanat mekânlarıyla iyi bir alternatif. Birçok sanatçının atölyesi Kadıköy’de bulunuyor ve hem atölyeler hem de yeni sanat mekânları her geçen gün artıyor. İyi bir iş yaptığınızda bulunduğunuz bölgeden bağımsız olarak katılımın da ona göre doğru orantılı olduğunu düşünüyorum.

“Farklı sanatçıların butik sergilerine ev sahipliği yapmayı istiyoruz”

MAGNET’in artık fiziksel bir galeriye sahip olması bizi daha özgür kılıyor. Her ay düzenlediğimiz müzayedelerimize devam ederken çağdaş sanatın özel isimlerinin yanı sıra genç, yeni ve farklı sanatçıların butik sergilerine ev sahipliği yapmayı arzu ediyoruz. Sanat tarihi seminerlerimiz ve atölye ziyaretlerimiz de mevcut projelerimiz olarak devam ediyor.

DECOLLAGE ART SPACE

Ne zaman açıldı: Mart 2022
Nerede: Suadiye Mah. Müzeyyen Sok. No:4/1 İç Kapı No:1, 34740 Kadıköy
Web sitesi: decollageartspace.com

Sürdürülebilir ve ulaşılabilir bir sanat ortamı yaratma amacıyla yola çıkan ve multidisipliner üretim alanını desteklemeyi hedefleyen Decollage Art Space, Suadiye’deki 7 katlı binasında hizmet vermeye başladı. Viktoria Şahin kuruculuğunda hayata geçen, 18 sanatçı ve eserlerinin yer aldığı mimari, sanat, edebiyatın ortak ifadesi üzerine odaklanan ilk sergisi “Başka Yer” ile kapılarını açan Decollage Art Space hem etkinlik, hem sergi alanı olarak kullanılıyor. 

Victoria Şahin
Kurucu Victoria Şahin: “Bu tür mekânların bir gereksinim olduğunu fark ettim”

İnşaat sektöründe faaliyet gösteren aile şirketimiz devam ederken, uzun zamandır hayal ettiğim bu projeyi hayata geçirmeye karar verdim. Kendimi bildim bileli sanat, resim, heykel, müzik ve genel anlamda sanatın tüm dallarına ilgi duyuyorum. Yetenekli ve sıra dışı vizyonları olan yaratıcı gençler için buluşma alanı olarak adlandırdığımız bir sanat merkezi oluşturmanın heyecanını yaşıyorum. 

Belki de hayalimi gerçekleştirme yolunda pandemi süreci beni tetikledi. İçimize kapanıp izole geçirdiğimiz son üç yılda iletişimin, dokunsal deneyimlerin, sanatın, edebiyat ve müziğin hayatımızda ne kadar önemli bir yer tuttuğu ortaya çıktı. Kendimden yola çıkarak, kızlarım ve bilhassa genç nesilden izlediğim kadarıyla bu tür mekânların bir gereksinim olduğunu fark ettim.

“Anadolu yakasının ritmi en yüksek semtindeyiz”

Açılış itibarıyla güzel bir ilginin odağında olmak bizi motive ediyor. Bulunduğumuz konum itibarıyla, Anadolu yakasının ritmi en yüksek semtinde Decollage Art Space olarak bir sanat merkezi açmış olmamızdan dolayı çok güzel ve değerli geri bildirimler almaktayız.

Decollage Art Space konsepti içinde yer verdiğimiz, farklı disiplinlerin bir arada her yaştan sanatseverlere, sanata ilgi duyan gençlere, zamanını değerli bir içerikte hazırlanmış etkinliklerle geçirmek isteyenlere nitelikli, kaliteli bir seçenek sunmaktan memnuniyet duymaktayız. 

Anadolu yakasındaki nitelikli galeriler, kültür merkezleri içinde biraz daha büyük bir alanda farklı yaş gruplarına farklı disiplinlerde hazırlanan programlar, sanat atölyeleri, performans etkinliklerini tek bir kompleks içinde sunmayı planlayarak bu yakada bir yatırım yapmayı hayal etmiştim. Hayalimizi gerçekleştirmiş olmanın heyecanı ve motivasyonu ile yeni programlarımızı paylaşmak için heyecan duymaktayız.” 

“Her katında farklı bir deneyim alanı sunuyoruz”

Her katında farklı disiplinlerle karşılaşabileceğiniz, etkileşime geçip atölyelere katılabileceğiniz, performansları izleyip yaratıcı insanlarla buluşabileceğiniz bir deneyim alanı sunan Decollage, bünyesinde heykel ve performans katı, içerisinde Art Shop bölümünün de yer aldığı VKoffee, sanat galerisi, sanat kitaplığı, ofis ve etkinlik alanını barındırıyor. Sergi paralelinde etkinlikler, workshoplar, canlı performanslar, özel buluşmalar ve yeni karma ve solo sergiler gibi pek çok etkinlik ile ziyaretçilerimizi ağırlamaya başladık.

GALERİ 11.17

Gallery 11.17

Ne zaman açıldı: Ekim 2019
Nerede: Caddebostan, Gökçe Sk. No:11/A, 34000 Kadıköy
Web sitesi: gallery1117.com

Gallery 11.17 modern ve çağdaş sanatın usta ve genç sanatçılarını uluslararası sanat platformlarında temsil etmeyi hedefliyor. Sanatçı ve sanatseverleri kişisel sergiler ve bütünlüğü olan karma sergilerde buluşturmayı amaçlayan galeri, sergilerin yanı sıra kültür – sanat atölyeleri ve söyleşilerine de ev sahipliği yapıyor. Günlük yaşamda sanatın daha fazla yer bulması amacıyla galeride plastik sanatlar, edebiyat, sinema gibi farklı disiplinlerde de seminerler, sanatçı söyleşileri ve workshop etkinlikleri de düzenleniyor. 

Aytaç Beyazgül
Kurucu Aytaç Beyazgül: “Sanat nerede olursa olsun iyi işlere imza atıyorsanız sanatseverler mutlaka size ulaşıyorlar”

Açıldığımız ilk yıl genel tepki galericiliğin ne kadar zor olduğu, Anadolu yakasını neden tercih ettiğimize yönelik birçok geri bildirim, cevap bekleyen sorular ile karşılaştık. Bugün artık bu soruları değil, tebrikleri ve iyi dilekleri duymaktayız. Zamanla şöyle bir algı oluşmuş. Sanat galerileri şehrin Avrupa yakasında olmalı! Tabii böyle bir düşünce bilinçli olarak söylenmiyor fakat aklımızda öyle yer etmiş. Biz şehri ikiye bölmeden düşünüyoruz ki; sanat nerede olursa olsun iyi işlere imza atıyorsanız sanatseverler mutlaka size ulaşıyorlar. 

Sanat yakın zamanda Anadolu yakasında sesini daha da duyuracaktır. Bu konuda öncü galeri olmak bizim için bir mutluluktur. Bugün görüyoruz ki Avrupa yakasından galerimizi ziyaret eden güçlü bir sanatsever kitlemiz mevcuttur.

Gelecek dönemde, Gallery 11.17 de sanat söyleşiler, atölyeler, workshoplar, ulusal-uluslararası sanatçılar ile seminerler vb. sanat adına her etkinliğe yer veriyor olacağız.

İlginizi Çekebilir

Duyurular

border_less ARTBOOK DAYS’in altıncı edisyonu, bu sene 3–5 Mayıs tarihleri arasında Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık ev sahipliğinde gerçekleşiyor.

Söyleşi

Larissa Araz ile Versus Art Project'te gerçekleşen “In Hoc Signo Vinces” sergisi üzerine konuştuk.

Eleştiri

Gizem Akkoyunoğlu'nun Sanatorium'da gerçekleşen "Kudretin Silüetleri" sergisini Oğuz Karayemiş değerlendirdi.

Söyleşi

Kundura DocLab vesilesiyle İstanbul’a gelecek olan Rabih Mroué ile dünya ahvalini, tiyatro ve performans ilişkisini ve İstanbul’la bağını konuştuk.