Çağla Cabaoğlu Galeri, Türkiye’nin çağdaş sanat ortamında belirleyici bir rol oynayan ve sanatın disiplinlerarası yapısını destekleyen öncü galerilerden biri olarak konumlandırılıyor. 25. yılını, İdealist İç Mimarlık Derneği’nde gerçekleşen Rezonans ve galerinin ana mekânında düzenlenen Yankı sergileri ile karşılayan galeri, sanatın geçmişten günümüze yankılanan etkisini ve geleceğe yön veren gücünü gözler önüne seriyor.
Bu sergiler, sanat tarihçisi Rosalind Krauss’un sanatın, geçmiş ile bugünün sürekliliğini sağlayan bir ağ olduğu düşüncesine referansla, geçmişin estetik kavrayışlarının bugünün sanatsal üretiminde nasıl yankı bulduğunu ortaya koymaktadır. Aynı zamanda, Ernst Gombrich’in “Aslında, Sanat diye bir şey yoktur. Yalnızca sanatçılar vardır” görüşüne dayanarak, farklı kuşaklardan sanatçıların sanatsal üretimler arasındaki diyaloglarını görünür kılmaktadır.

Rezonans, sanatçılar arasındaki etkileşimleri, geçmiş ile bugün arasındaki titreşimleri ve sanatsal üretimin yankılanan etkilerini simgelemektedir. Yapıtlar, yalnızca bireysel ifadeler olarak değil, aynı zamanda sanat tarihinin, estetik anlayışların ve görsel dilin sürekliliğini sağlayan birer diyalog unsuru olarak kurgulanıyor.
Sergi, özellikle postmodern sanat çerçevesinde değerlendirildiğinde, sanat yapıtlarının tarihsel bağlamlarıyla ilişkisini sürdürerek nasıl yeni anlamlar kazandığını göstermektedir. Hal Foster, çağdaş sanatın geçmişle kurduğu bağın yalnızca bir tekrar olmadığını, aynı zamanda bugünün sanatsal üretiminde yeniden yazılan ve dönüştürülen bir anlatı olduğunu belirtmişti. Bu bağlamda Rezonans, sanat tarihine referans vererek, geçmişle etkileşimde bulunuyor ve sanatın evrimsel sürecinde yeni bağlantılar kuruyor.
Galeri mekânında sunulan Yankı başlıklı seçkiyse, sanatın uzun vadeli etkisini ve zamansızlığını vurgulayan görece büyük ölçekli işlerden oluşmaktadır. Burada yer alan yapıtlar, sanatçıların üretimi aracılığıyla bırakılan izlerin, yeni izleyiciler ve sanatçılar tarafından nasıl yorumlandığını ve sanatın gelecekte nasıl farklı yönlerde gelişebileceğini irdelemektedir. Bu bağlamda Jacques Rancière’in sanatın kendi zamanını inşa eden bir etkinlik olduğu görüşü, temelinde serginin kavramsal çerçevesini desteklemektedir. Sanat yalnızca geçmişin bir yankısı değildir; aynı zamanda sanatçılar tarafından yeniden üretildiğinde ve yeni bağlamlarda anlam kazandığında geleceğe dair bir harita sunmaktadır.

Çağla Cabaoğlu Galeri, çeyrek asırlık deneyimi boyunca yalnızca bir sanat mekânı olarak var olmamış, sanatın ve sanatçının desteklenmesine yönelik bir platform olarak sanat dünyasında kalıcı bir yer edinmiştir. Bu 25 yıllık süreç, sanatın geleceğini inşa eden dinamik bir alan olarak kurgulanmıştır. Boris Groys’un sanatın her zaman gelecekte yeniden üretilecek ve farklı bağlamlarda yeniden anlam kazanacak olacağına dair yaptığı vurgu, Çağla Cabaoğlu Galeri’nin misyonuyla ziyadesiyle örtüşmektedir. Sanat, belirli bir dönemin ürünü olmaktan çıkıp, farklı sanat pratikleriyle, eleştirel yaklaşımlarla ve izleyici deneyimiyle sürekli olarak şekillenmeye devam etmektedir. Bu bağlamda, Rezonans ve Yankı sergileri, sanatın değişken doğasını ve zaman içindeki dönüşümünü gözler önüne sererek, geleceğe dair bir sanat tahayyülü sunmaktadır.
Nicolas Bourriaud’nun sanatın bir tür yeniden ilişkilendirme pratiği olduğuna dair düşüncesi, bu sergilerin temel kavramsal çerçevesi ekseninde düşünülebilir. Sanatın geçmişle kurduğu bağlantılar, sanatçılar arasındaki etkileşimler ve çağdaş sanat pratiklerinin geleceğe taşınma biçimleri, Çağla Cabaoğlu Galeri’nin 25. yılında sunduğu bu iki sergiyle bir kez daha görünür hale gelmektedir.
Çağla Cabaoğlu Galeri işbirlikleri ve eleştirel katılımıyla, sanatın yalnızca sergilenen yapıtlardan ibaret olmadığını, aksine sanatçıların, izleyicilerin ve araştırmacıların birlikte şekillendirdiği yaşayan bir ekosistem olduğunu vurgulamaktadır. Bu sergi, yalnızca bir yıl dönümü kutlaması değil, sanatın tarihsel sürekliliği içinde bir dönüm noktasıdır ve sanatsal üretimin gelecek perspektifini oluşturma misyonunun bir parçasıdır.
Bu yazı Çağla Cabaoğlu Galeri’nin 25. yıl sergileri olan Yankı ve Rezonans kapsamında kaleme alınmıştır. Detaylı bilgiler galerinin websitesinden edinilebilir.