Connect with us

Ne arıyorsun?

Argonotlar

Gündem

2024’te sanat dünyasında neler oldu?

Savaşlar, protestolar, gelişen teknolojiler, büyüyen sanat piyasaları ve polemikler… Sanat dünyasının bu yıl öne çıkan tartışmalarını derledik.

Berlin Neue Nationalgalerie'deki "This Will Not End Well" retrospektif sergisi açılışında Nan Goldin

Savaşlar, protestolar, gelişen teknolojiler, büyüyen sanat piyasaları ve polemikler… Sanat dünyasının bu yıl öne çıkan tartışmalarını derledik. 

Filistin destekçilerine sansür yıl boyu sürdü 


2024 yılında, Filistin’e destek veren sanatçılar ve etkinlikler çeşitli iptaller ve sansürlerle karşılaştı. Örneğin, ünlü piyanist Fazıl Say, Filistin’e yönelik destek açıklamaları nedeniyle İsviçre’de planlanan dört konserinin iptal edildiğini duyurdu. Benzer şekilde, İngiliz müzisyen Roger Waters, Filistin’e desteği nedeniyle Almanya’daki konserlerinin iptal edildiğini belirtti.

2024’te Londra’daki Barbican Centre, sansürle ilgili bir tartışmaya yol açtı. “Unravel: the Power and Politics of Textile in Art” adlı sergide, Alabama sanat kolektifi Gee’s Bend’in üyesi Loretta Pettway’in eserleri yer alıyordu. Ancak, Barbican Centre, Londra Review of Books’un “The Shoah after Gaza” başlıklı konuşmasını iptal edince, bu durum bazı sanatçılar ve koleksiyoncuların tepkisini çekti. İki koleksiyoncu, eserlerini geri çekerek Barbican’ın sansür kararına karşı protesto etti. 

Çinli sanatçı ve aktivist Ai Weiwei’nin 2024 yılında planlanan bazı sergileri, Filistin’e verdiği destek ve İsrail’i eleştiren açıklamaları nedeniyle iptal edildi. Özellikle, Londra’daki Lisson Galerisi’nde 15 Kasım 2024’te açılması planlanan sergisi, sosyal medya platformu X’te yaptığı bir paylaşımın ardından süresiz olarak askıya alındı. Ayrıca, Ai Weiwei’nin New York, Paris ve Berlin’de planlanan üç sergisinin daha benzer nedenlerle iptal edildiği bildirdi. Ai Weiwei, Batı’daki siyasi sansürün, Mao dönemi Çin’indeki baskılarla benzerlik gösterdiğini ifade ederek, bu durumu eleştirdi.

Ayrıca, 74. Berlin Film Festivali’nde (Berlinale), Filistin’e destek mesajları veren sanatçılar ve yönetmenler, Alman hükümeti ve medyası tarafından eleştirildi. Festivalde, Filistin’e yönelik saldırıları kınayan açıklamalar yapan katılımcılar, antisemitizm suçlamalarıyla karşı karşıya kaldı.

Ayrıca, Almanya’daki Saarland Müzesi, Güney Afrikalı Yahudi sanatçı Candice Breitz’in 2024’teki sergisini, İsrail ve Gazze’ye uygulanan şiddete ilişkin “tartışmalı açıklamaları” nedeniyle iptal etti.

2024 Eurovision Şarkı Yarışması da Filistin’e destek gösterileriyle dikkat çekti.  Eurovision Şarkı Yarışması organizatörleri tarafından yapılan açıklamada, 11 Mayıs’ta İsveç’te yapılan gösteride Filistin bayraklarını ve Filistin yanlısı sembolleri kaldırma haklarını saklı tuttuklarını belirtti. İsveç’in Malmö kentinde düzenlenen yarışmada, İsrail’in katılımı protestolara neden oldu. İsrail’i temsil eden Eden Golan, performansı sırasında yuhalandı ve “Özgür Filistin” tezahüratlarıyla karşılaştı.

ABD’li fotoğrafçı ve aktivist Nan Goldin Berlin Neue Nationalgalerie’deki reorospektif sergisi “This Will Not End Well”in açılışında İsrail’in Gazze’deki eylemlerini soykırım olarak nitelendirerek Almanya’nın politikalarını eleştirdi. Yahudi kökenli olan Goldin, ailesinin geçmişini hatırlatarak, “Büyükannem ve büyükbabam Rusya’daki pogromlardan kaçmışlar. Ben Nazi Soykırımını bilerek büyüdüm. Gazze’de gördüklerim bana dedelerimin kaçtığı pogromları hatırlatıyor,” dedi.

Lübnan’daki sanat kurumlarının direnişi

Ekim ayında İsrail’in Filistin’in ardından işgalini Lübnan’a doğru genişletmesi, yalnızca bölgenin siyasi ve insani krizini değil, aynı zamanda kültürel üretimini de derinden etkiledi. Lübnan, İsrail-Hizbullah Savaşı’nın yol açtığı yıkımla mücadele ederken, ülkenin uzun zamandır yaratıcı bir merkez olan sanat ortamı da zor zamanlar geçirdi. Lübnan’da yaklaşık 92 sanat galerisi, 103 müze ve 102 kültürel mekân bulunuyor, ancak bunların birçoğu savaşın etkisiyle kapanmak zorunda kaldı. Yine de bazı kurumlar, bölgedeki yıkıma rağmen kapılarını tamamen kapatmadan faaliyetlerine devam etmeye çalıştı, yalnızca çalışma saatlerini kısıtladılar.

Beyrut’ta kapanan galerilerden Marfa Projects

Yine de, bu zorlu koşullara rağmen direnen galeriler ve sanatçılar oldu. Örneğin, Andrée Sfeir-Semler, Beyrut’taki galerilerinden birini yeniden açarak sanatın dayanıklılığını ve birleştirici gücünü sergiledi. Eylül ayında İsrail hava saldırıları nedeniyle galerilerini kapatmak zorunda kalan Sfeir-Semler Gallery, 27 Kasım’daki ateşkesten sonra Karantina’daki ana mekânını yeniden açtı. Beyrut’taki Saleh Barakat Gallery de güvenlik önlemleri nedeniyle açılış saatlerini kısıtlasa da sanat ortamını canlı tutmak için faaliyetlerine devam etmeye karar verdi. Diğer yandan, Galerie Tanit’in kurucusu Naila Kettaneh Kunigk, Bettina Khoury Badr sergisinin savaş nedeniyle yarım kaldığını ve artan mali zorluklar nedeniyle uluslararası etkinliklerin galeriyi desteklemesi gerektiğini belirtti.

Maurizio Cattelan’ın ikonik “muz”u yeniden gündemde

Maurizio Cattelan’ın Comedian adlı eseri, 2019’da Art Basel Miami’de sergilendiğinde sanat dünyasına adeta bir kara mizah aynası tutmuştu. Duvara bantlanmış sıradan bir muz, absürd kavramsal sanatın sınırlarını sorgularken, izleyiciyi gündelik nesnelerin değer algısına dair ironik bir tartışmaya davet etti. 120 bin dolarlık fiyat etiketiyle satışa sunulan bu “muzun ötesinde”, sanatın hem meta olarak algılanma biçimini hem de mizah ile eleştiri arasındaki çizgiyi bulanıklaştırarak tartışmaların merkezine oturdu.

Justin Sun

2024 Kasım’ında ise Comedian, yeniden gündemin zirvesine taşındı. New York’taki Sotheby’s müzayedesinde beklenmedik bir şekilde 6,24 milyon dolara alıcı bulan eser, sıradan bir meyvenin ötesinde bir kavramsal yapıta dönüştü. Kripto dünyasının tanınan isimlerinden Justin Sun, yalnızca bir sanat eseri değil, aynı zamanda çağdaş kültürün, internet fenomenlerinin ve dijital ekonominin kesişim noktasında duran bir simgeye yatırım yaptığını söyledi. Muzu yemeyi planladığını açıklayan Sun’ın bu açıklaması, eserin çürüme ve yenilenme döngüsü üzerinden sanatın geçiciliği ve fikirlerin kalıcılığı üzerine yeni tartışmalar başlattı. 

OpenAI’nin Sora ile yapay zeka ve video sanatındaki sıçraması

Şubat 2024’te OpenAI, “Sora” adını verdiği yapay zeka modelini tanıttı ve metinden video üretimi konusunda adeta yeni bir çağ başlattı. Sora, kullanıcıların sadece birkaç kelimeyle yaratıcı ve gerçekçi videolar üretmesine olanak tanıyor. Bu hamle, dijital içerik üretiminde sınırları yeniden tanımladı. Ancak asıl dikkat çeken an, Aralık 2024’te, Sora’nın ChatGPT Plus ve Pro abonelerine açılması oldu. Kullanıcılar, sadece metinle video oluşturmanın ötesine geçerek görüntü canlandırma ve video düzenleme gibi işlevlerden de yararlanmaya başladılar.

Yine de Sora’nın herkese açılması, beraberinde tartışmalar getirdi. OpenAI, insan yüzlerini gerçekçi şekilde tasvir etme kapasitesini sınırlayarak, sahte içerik üretimi ve etik dışı kullanımların önüne geçmeyi hedefledi. Ancak, Avrupa Birliği ve bazı ülkelerdeki yasal engeller nedeniyle model henüz bu bölgelerde aktif değil. Eleştirmenler, Sora’nın şimdilik daha karmaşık video senaryolarını üretemediğini belirtse de bu teknoloji, yapay zeka ve sanatın kesişim noktasında büyük bir potansiyel barındırıyor. OpenAI’nin hem bu teknolojiyi geliştirmeye hem de etik sınırlar içinde tutmaya yönelik çalışmaları, gelecekte daha geniş kitlelere ulaşabileceğinin sinyallerini veriyor.

İklim aktivistlerine hapis cezası

2024 yılında, iklim aktivistleri sanat galerilerinde dikkat çekici eylemler gerçekleştirdi. Ocak ayında, Louvre Müzesi’nde Mona Lisa tablosuna kabak çorbası fırlatarak, sanat ve iklim krizi arasındaki öncelik tartışmalarına dikkat çektiler. Eylül ayında, Amsterdam’daki Rijksmuseum’un girişini kapatarak, fosil yakıt endüstrisini finanse eden bankalarla işbirliğini sonlandırana kadar müzenin girişini kapatacaklarını belirttiler. Haziran ayında, Just Stop Oil aktivistleri Stonehenge’e turuncu toz boya fırlatarak, iklim krizine dikkat çekmek amacıyla bir eylem gerçekleştirdiler.

Ancak 2022 yılında Van Gogh’un Londra’daki National Gallery’de yer alan “Ayçiçekleri” tablosuna domates çorbası fırlatan Just Stop Oil üyeleri Phoebe Plummer and Anna Holland bu yıl hapis cezasına çarptırıldı. Hakim, ‘eylemin topluma büyük zarar veren eylemlerden’ olduğunu ve ‘çorba atmanın şiddet olayı kabul edilebileceğini’ iddia etti. 

Çin sanat piyasası 2024 yılında da büyümeye devam etti

2024 yılı, Çin’in küresel sanat piyasasında bir kez daha güçlü bir oyuncu olarak kendini gösterdiği bir yıl oldu. Pekin ve Şangay gibi büyük şehirlerde düzenlenen müzayedelerde modern ve çağdaş sanat eserlerine olan talep zirveye çıkarken, genç Çinli sanatçılar eserlerini hızla değer kazandırarak dikkatleri üzerine çekti. Çin’in ekonomik gücünün artması, sanat piyasasına da doğrudan yansıdı. Çinli koleksiyonerler, yalnızca yerel pazarlarda değil, Londra, New York ve Paris gibi uluslararası müzayede merkezlerinde de etkilerini hissettirdi. Ancak, Çin’in bu yükselişi bazı eleştirmenler tarafından sanatın politik bir araç olarak kullanılma riskini gündeme getirdi. Yine de, Çin’in sanat piyasasındaki büyümesi, küresel sanat dünyasını daha çeşitli ve dinamik bir hale getirdi, farklı kültürler ve perspektiflerin daha fazla yer bulmasını sağladı.

Christie’s, bu büyümeyi desteklemek adına Hong Kong’un Merkez bölgesinde The Henderson adlı yeni ofis binasında Asya Pasifik merkezini açarak bölgedeki varlığını güçlendirdi. Bu adım, Temmuz ayında Phillips ve Sotheby’s’in de şehirdeki ofislerini taşımalarından sonra, Christie’s’in Hong Kong’daki ayak izlerini genişleten üçüncü büyük müzayede evi olmasıyla dikkat çekti. Çin’in sanat piyasasında büyüyen payı, 2022’de dünya sanat piyasasının toplam değeri 65,1 milyar dolara ulaşırken, Çin’in bu piyasadan aldığı payın 13,4 milyar dolar olmasıyla somutlaştı. Yani Çin, dünya sanat piyasasının yaklaşık %20’sini elinde tutuyor. Bu rakamlar, Çinli sanatçılarının ve koleksiyoncularının uluslararası sanat pazarındaki etkisini artırarak, Çin’in kültürel ve ekonomik gücünü küresel ölçekte pekiştirdi.

Petrol şirketlerine tepkiler devam ediyor

2024 yılında kültür dünyasında, müzelerin fosil yakıt şirketleriyle olan işbirlikleri ciddi eleştirilerle gündeme geldi. Louvre Müzesi, enerji şirketi TotalEnergies ile ilişkisini 2022 yılında sonlandırmasının ardından, British Museum’un BP ile devam eden sponsorluk anlaşması çevre ve insan hakları savunucularını harekete geçirdi. Louvre’un TotalEnergies ile bağlarını koparması, iklim değişikliğiyle mücadelede bir adım olarak övülse de, British Museum’un 63 milyon dolarlık BP anlaşması, çevre aktivistleri tarafından “greenwashing” girişimi olarak nitelendirildi.

British Museum’un BP ile sponsorluk anlaşması, müzenin restorasyon projelerine destek sağlarken, eleştirmenler bu ilişkinin müzenin değerleriyle çeliştiğini savundu. Çeşitli sivil toplum grupları, müzenin Londra’daki binası önünde protestolar düzenleyerek, fosil yakıt şirketlerinden alınan finansmanın hem çevresel hem de etik açıdan sorunlu olduğunu vurguladı. Protestocular, “BP or not BP” gibi gruplarla bir araya gelerek müzenin sanat ve kültür üzerindeki etkisini sorgularken, birçok sanatçı ve yazar da fosil yakıt sponsorluğunu reddeden açıklamalarda bulundu.

Bu protestolar, Louvre’un TotalEnergies ile bağlarını koparma kararının ardından, diğer büyük müzelerin de benzer bir tavır alması için baskıların arttığını gösteriyor. Özellikle British Museum gibi köklü bir kurumun bu tür sponsorlukları kabul etmeye devam etmesi, kültürel mirasın ticari çıkarlarla ilişkilendirilmesini sorgulatan tartışmaları yeniden alevlendirdi.

2024 Paris olimpiyatlarında sanat tarihsel tartışmalar

2024 Paris Olimpiyatları’nın açılış töreni, geleneksel stadyum törenlerinin aksine, şehri ve kültürünü yansıtan yaratıcı bir etkinlik olarak dikkat çekti. Törenin bir bölümü, Leonardo da Vinci’nin ünlü Son Akşam Yemeği tablosuna benzer şekilde sahnelenen bir gösteriye ev sahipliği yaptı. Burada, bir grup drag queen, kırmızı halının üzerinde yürürken, ortada mavi giyinmiş bir figür yer aldı ve ardından Yunan tanrısı Dionysos’a benzeyen maviye boyanmış bir adam büyük bir tabakta belirdi. Ancak bu gösteri, bazı izleyiciler tarafından Hristiyanlıkla alay etmek olarak algılandı ve tepki çekti. Sanat yönetmeni Thomas Jolly, ilhamın Leonardo’dan değil, başka bir tablodan geldiğini savunsa da tartışmalar devam etti.

Buna rağmen, açılış töreni büyük bir coşkuyla gerçekleşti ve Paris’in tarihi, kültürel zenginliklerini dünyaya tanıttı. Sen Nehri üzerinde yapılan geçit töreni, izleyicilere unutulmaz bir deneyim sundu. Olimpiyatların açılışındaki sanatsal performanslar, Fransa’nın kültürünü sergilemekle kalmadı, aynı zamanda tartışmalara yol açarak dünya çapında ilgi uyandırdı.

Afrika sanatı uluslararası sahnede

2024, Afrika sanatının uluslararası sanat sahnesindeki yükselişiyle dikkat çekti. Lagos ve Cape Town gibi şehirlerde düzenlenen bienaller, dünya çapında sanat koleksiyonerlerini ve küratörleri kendine çekti. Afrika kıtasındaki çağdaş sanat üretimi, geleneksel motifleri modern yaklaşımlarla harmanlayarak dikkatleri üzerine topladı. Özellikle genç sanatçılar, küresel konulara odaklanan eserleriyle izleyicileri etkiledi. 

Bu hareket, yalnızca Afrika sanatçılarının görünürlüğünü artırmakla kalmadı, aynı zamanda sanat piyasasında daha kapsayıcı bir yaklaşımı teşvik etti. Afrika’dan çıkan yaratıcı enerjinin, sanat dünyasının çeşitlilik arayışına önemli bir katkı sağladığı belirtiliyor. Bu yükselişin, kıtadaki sanat ekosistemine uzun vadeli yatırımları teşvik etmesi bekleniyor.

Derleyen: Hale Albayrak

İlginizi Çekebilir

Kütüphane

Cem Akaş'ın Susan Sontag'ın ölümü üzerine kaleme aldığı yazı Argonotlar Kütüphanesinde.

Kütüphane

Esra Özdoğan'ın Galeri Nev İstanbul'da gerçekleşen "Makinedeki Hayalet" sergisinin metni Argonotlar Kütüphanesinde.

Kütüphane

Sanat Dünyamız dergisinin "Sanat Tarihi Nasıl Yazılır?" temalı Eylül/Ekim 2024 tarihli sayısında yayımlanan Sezin Romi'nin yazısı Argonotlar Kütüphanesinde.

Söyleşi

Civan Özkanoğlu ile .artSümer'de gerçekleşen ilk kişisel sergisi "Hepimiz Biliyoruz"u konuştuk.