Connect with us

Ne arıyorsun?

Argonotlar

Söyleşi

Çukurova’da güncel sanat için bir alan: KUN Art Space

KUN Art Space disiplinlerarası üretime alan açan Adana merkezli bir galeri. Güncel sanata ilgisinden yola çıkarak galeriyi hayata geçiren Elif Sezer Çaylı’yla konuştuk.

Adana Radyoevi Sokak’ta 2022 yılı başında açılan KUN Art Space, Çukurova bölgesinde disiplinlerarası üretimlere alan açan bir galeri. Hem bölgeden hem de bölge dışından sanatçılara solo ve karma sergilerle yer veren KUN Art Space, bir yandan sergiler düzenliyor diğer yandan da farklı atölyeler ve seminerler için Adana’da yeni ve capcanlı bir alan açıyor.

Geçtiğimiz Kasım ayında Derya Yücel küratörlüğünde açılan “Normalliğin Deliliği” sergisi için bir grup gazeteci/yazar arkadaşımla Adana’daydık. Sergi, başlığını Arno Gruen’in insandaki yıkıcılık üzerine geliştirdiği kuramından almış. Çınar Eslek, Enes Debran, Gökhan Deniz, Gönül Nuhoğlu, Gül Ilgaz, Hacer Kıroğlu, İsmet Doğan, Kazım Şimşek, Kerim Kılıçarslan, Nejat Satı, Neriman Polat ve Yasin Uysallar’ın resim, heykel, fotoğraf ve video üretimlerinin yer aldığı sergide deliliğin ve normalliğin çakışma alanı sanatçıların imgeleri aracılığıyla yan yana gelmiş. Beden, manzara, portre… Kaygı, sıkıntı, korku, hayal ve gerçek disiplinlerarası bir seçkiyle bir arada. Sergi, içinden geçtiğimiz günlere yakın durarak deliliğin ve normalliğin ne olduğunu tartışmanın sınırda olmanın yahut sınıra dayanmanın içerde ve dışarda olmanın sıkıntısında yeşeren üretimlere odaklanıyordu. Sergi vesilesiyle galeri sahibi Elif Sezer Çaylı ile konuştuk.

Galerinin kurucusu Elif Sezer Çaylı KUN Art Space’te.

Öncelikle KUN Art Space nasıl doğdu, aklınıza bir sanat galerisi açma fikri nasıl düştü, buradan başlamak isterim. Adana’nın böyle bir galeriye ihtiyacı olduğunu düşünmenize ne sebep oldu?

Küçük yaşlardan beri izleyicisi olduğum güncel sanata, bu bölgede yetersizliğini hissettiğim disiplinlerarası sergiler düzenleyen, sanatçıyı ve sanat çalışanlarını gözeten bir galeri açarak profesyonel olarak dâhil olmak istedim. Sanatçı arkadaşlarımın da yaşadığı sorunları göz önünde bulundurunca, galeri açma fikri kolektif bir bilinçle ortaya çıktı.

Adana’nın son zamanlarda yükselen ilgiyle, gastronomik açıdan zenginliği çok ön plana çıkmışken aslında bu ülkedeki her alandan pek çok sanatçının doğup büyüdüğü bir şehir olması arka planda kalıyor. Sanat için sanat yatırımlarının yapılmaması da dikkatimden kaçmamıştı. Öte yandan sanat ortamının bu havzanın gelişimine katkıda bulunulabileceğini düşünmeye başladım. Adana dışından da alanında emek vermiş sanatçıların sergilerini burada görmek istiyordum. Ayrıca güncel sanat görmek için illa şehir dışına yahut ülke dışına gitmek zorunda kalmamalıydık. Böylece neden Adana’da da güncel sanata değer verilmesin, burada da benim gibi sanatseverler vardır dedim ve bu yola çıktım.

“Normalliğin Deliliği” sergisinden görünüm.

Galeriniz sanatçılarını nasıl belirliyor ve nasıl çalışıyor?

Galerimizin çalışacağı sanatçılar bir iki yıl öncesinden belirleniyor. Kişisel sergiler için; güncel sanatın son dönem temsilcilerinden sanatçıları listeleyip ekibimizle karar veriyoruz. Karma sergilerde isimler, küratörler ve ekip arkadaşlarımız tarafından sergi içeriklerine göre belirleniyor. Ayrıca temsiliyetli sanatçılarımıza da bir yıl içerisinde kişisel sergi düzenliyoruz. Sergi takvimimiz yeni sezon başlarında, eylül ayında belirlenmiş oluyor ve ekibimiz her sergiyi aylar öncesinden tüm içeriğiyle hazırlamış oluyor. Planlı ve istikrarlı bir çalışma stratejisiyle bu alanda yeni bir galeri olarak yaptığımız ve yapacağımız projeler için heyecanla ilerliyoruz.

Bu galeri sadece/şimdilik Adana’da yaşayan ve üreten sanatçıları mı temsil ediyor? Eğer öyleyse başka şehirlerde yaşayan sanatçılar için de temsiliyet düşünüyor musunuz?

Galerimiz şu an üç Adanalı sanatçıyı temsil ediyor: Selin Karataş, Emre Bulut ve Tahsin Engin Gökten. Resim, heykel, seramik ve fotoğraf alanında çalışan sanatçılar bu kişiler. Bu sezon itibariyle farklı illerde yaşayan, üreten sanatçılara da temsiliyet düşünmeye başladık. Görüşmelerimiz devam ediyor.

KUN Art Space ile Kasım ayında açılan “Normalliğin Deliliği” sergisiyle tanıştım. Derya Yücel’in küratörü olduğu sergi farklı disiplinlerde pek çok sanatçıyı bir araya getirmişti. İstanbul’u “merkez” olarak kabul edersek merkezden Adana’ya güncel sanatın gelmesi ve buradaki izleyiciyle buluşması deneyiminden bahseder misiniz?

Adana’da sanat galerisi açmaktaki ana gayem, güncel sanatla ilgili gördüğüm eksiklikleri tamamlayabilmekti. Adana’daki izleyiciler de güncel sanatla çok ilgililermiş. Açıldığımız ilk günden itibaren tüm sergilerimiz büyük bir ilgiyle izlenip beklenildi. “Normalliğin Deliliği” ise ilginin zirveye ulaştığı bir sergi oldu. Galeride bir saat zaman geçiren izleyicileri görünce inanılmaz etkileniyor ve yaptığım işten mutluluk duyuyorum.

“Normalliğin Deliliği” sergisinden görünüm.

Peki KUN Art Space İstanbul’da bir fuara katılmayı planlıyor mu? Eğer katılacaksanız İstanbul’a Adana’da yaşayan ve üreten sanatçıları mı çağırmayı planlıyorsunuz?

KUN Art Space olarak; tabii ki İstanbul’da da tanınmak ve ulaşılabilmek adına fuarlara katılmayı planlıyoruz. Adana’da üreten sanatçılarımızın işlerini de İstanbul’da sergilemeyi, sanatçılarımızı tanıtmayı planlamaktayız. Ancak sergilerimizde olduğu gibi, fuarlarda da ülkenin herhangi bir şehrinde üreten sanatçılarla da fuarlarda yer alabiliriz. Sanatçılarımızı bölgesel olarak ayırmıyor, olabildiğince her yerden, her disiplinden sanatçıya yer vermeye çalışıyoruz.

Siz aynı zamanda bir koleksiyonersiniz ve güncel sergileri çok sıkı takip ettiğinizi biliyorum. Şu zamana kadar deneyiminizi merak ediyorum. Koleksiyoner olmak ve merkez dışında bir galeriyi yönetmek…

Küçük çapta bir koleksiyonerim diyelim. Daha çok, yeni dönem genç, güncel sanatçıların eserlerini alıyorum. Galeri öncesi ve şu anda bile güncel sergileri zevkle takip ettim, ediyorum. Koleksiyonerlik kısmı, gönlümün seçtiği olarak ilerliyor bende. Gönlüme giren bir eserin uykularımı kaçırdığı olmuştur. Böyle bir koleksiyonerken galerici olunca şimdi sanatçıları daha çok gözlemleyen ve üretim süreçlerine kadar merak eden, birlikte bu yolda yürüyebilir miyiz sorusuna da cevap arayan bir koleksiyoner oldum.

Galeriyi yönetmek kısmı, yönetim teriminden dolayı çok yakın olduğum bir konu. Geçmişimde inşaat mühendisliği olduğu için daha önce bir inşaat şirketini ve pek çok şantiyeyi yönetmiştim. Galeri yönetimi, eski mesleğime kıyasla çok daha kolay ve keyifli. En büyük fark çalıştığım insanlardaki eğitim seviyesi. Sizi anlayan insanlarla iletişim kurmak ve projeler üretmek mutluluk verici.

“Normalliğin Deliliği” sergisinden görünüm.

Geçtiğimiz bir yılda nasıl deneyimler yaşadınız? Buradaki izleyicinin yaklaşımı ve tepkileri neler?

Geçtiğimiz yıl Adana’da çok sayıda bilinçli sanat izleyicisi olduğunu görüp deneyimledik. Her sergimizde sorularıyla bizleri, sanatçıları şaşırtan, içlerindeki heyecanı saklamayan ve bizimle paylaşan inanılmaz güzel bir izleyici kitlesi var. Tepkiler çok pozitif ve yapıcı. Her yeni sergi için, izleyici bizimle birlikte heyecanla bekliyor.

Bu sene içinde bir yarışma, destek projesi planlıyorsunuz sanırım. Nasıl bir proje olacak? Kimler katılabilecek? Peki gelecekte bu projeye misafir sanatçı programı eklenir mi? Merkezden buraya sanatçılar davet etmek ve üretime destek olmak ister misiniz?

Bu yıl haziran ayına kadar projeyi yetiştirebilirsek Akdeniz Bölgesi’nde yer alan, üniversite lisans ve lisansüstü öğrencileri için açık çağrı yapılacak ve seçilen eserler bir buçuk ay boyunca galerimizde sergilenecek diye umuyoruz. Biraz daha netleştirdikten sonra paylaşmak konusunda heyecanlıyız.

Misafir sanatçı programı neden olmasın? Normal şartlarda da sanatçı üretimine destek olmak galerimizin misyonlarından biri. Farklı biçimlerde, sanatçı üretimlerine destek vermeyi planlıyoruz.

Galerinizde gerçekleşecek sıradaki sergi ve sergilerden bahsedebilir misiniz?

Şu anda 24 Aralık 2022- 21 Ocak 2023 tarihleri arasında yaklaşık 20 sanatçının katılımıyla gerçekleşecek “LUSTRUM” isimli disiplinlerarası bir illüstrasyon sergimiz var.

“LUSTRUM” sergimiz; illüstrasyonun disiplinlerarası pratiklerdeki üretimlerine ve günümüzdeki yerine odaklanıp popüler kültür, sanat, sosyo-politik anlatılar ve toplumsal konulara dair hicivli ve çarpıcı yaklaşımlarla birbirinden farklı eserleri izleyiciyle buluşturuyor. Çizim, yağlı boya, video, GIF, heykel, dijital ve serigrafik baskı gibi eserlerin yer aldığı “LUSTRUM” sergisi güncel dünyaya dair ironi dolu gerçeklikleri sunuyor.

Sonrasında ise bu yıl Dicle Çiftçi, Mustafa Boğa ve temsiliyetlerini yaptığımız Selin Karataş, Emre Bulut’un kişisel sergileri ile izleyicilerle buluşacağız. Sezonu ise; üniversite öğrencilerine yapacağımız az önce bahsettiğim açık çağrı sergisiyle kapatacağız.

İlginizi Çekebilir

Söyleşi

Bilal Yılmaz'la Kütahya'daki son çini atölyesi olan Elhamra'daki araştırma sürecini ve ilk solo sergisini konuştuk.

Duyurular

Tarihçi ve romancı Reşad Ekrem Koçu'nun ömrünü adadığı İstanbul Ansiklopedisi Arşivi açıldı.

Kütüphane

Fotoğraf alanındaki çalışmalarının geniş çevrelerce fark edildiği ve merak uyandırdığı bir dönemde, 32 yaşında aramızdan ayrılan fotoğrafçı Cem Ersavcı'nın anısına yayımlanan monografinin editoryal metni...

Söyleşi

Tokatlıyan Han'da gerçekleşen "Polifonik Bir Bahçe" sergisini, küratörü Eda Yiğit'le konuştuk.