Pandemi koşullarında belki de en önemli şeylerden biri sanat ortamının değişen ihtiyaçlarını hızla okuyup bunlara hızla cevap verebilmek. Birçok dayanışma modelinin geliştirildiği bu bir yılı geçen sürede bir iyi haber de İstanbul Rotary Kulübü’nden geldi. İlk kez 2010-2011 döneminde düzenlenen “İstanbul Rotary Sanat Ödülü Yarışması ve Sergisi”, geçtiğimiz on üç yıl boyunca Türkiye’deki genç sanatçılara destek olarak mevcut kültür sanat dünyasının gelişiminde önemli rol oynadı. Ödüllü yarışmasını ve sergi programını bu yıl ciddi bir değişikliğe giderek “Sanat Fonu”na dönüştüren kurum, Covid-19 pandemisi şartlarında sanatçıları desteklemek için yeni bir model oluşturdu.
İstanbul Rotary Sanat Yarışması ve Sergisi’nin yapılanma süreci tam 13 yıl öncesine dayanıyor. 1956 yılında kurulan İstanbul Rotary Kulübü yalnızca Türkiye’nin değil Avrupa’nın da en büyük Rotary Kulübü. Kuruluş amacı toplumun gelişimine ve ülkemizin ihtiyaçlarına katkıda bulunmak olan kulüp, değişik meslek gruplarından iş insanlarını ve yöneticileri bir araya getirerek fikir alışverişinde bulunmalarını ve deneyimlerini paylaşmalarını sağlıyor. Kulüp Barış, anlaşmazlıkların önlenmesi ve çözümü, hastalıkları önleme ve tedavi, temiz su ve hijyen, anne ve çocuk sağlığı, temel eğitim ve okuryazarlık, ekonomik ve toplumsal kalkınma ve çevre konularındaki projeler başta olmak üzere, topluma hizmet vermeye yönelik sosyal sorumluluk projeleri üretiyor ya da bu tür projelere destek veren bir sivil toplum örgütü.
Pandemi sürecinde sanat alanındaki dayanışma pratikleri ve örgütlenme üzerine bazı saptamalar
İstanbul Rotary Kulübü 2020-2021 Dönem Başkanı Murad Ardaç ve Küratör Başak Şenova ile İstanbul Rotary Kulübü, “Sanat Fonu” ve kurumun yakın dönem faaliyetleri üzerine konuştuk.
İstanbul Rotary Kulübü tarafından ilk kez 2010-2011 döneminde düzenlenen “İstanbul Rotary Sanat Ödülü Yarışması ve Sergisi” on yıl boyunca gerçekleştirildi. Bize ilk olarak bu on yıllık süreçte nelerin değiştiğinden bahsedebilir misiniz?
Murad Ardaç: İstanbul Rotary Sanat Ödülü Yarışması ve Sergisi projesi, İstanbul Rotary Kulübü’nün, toplumun gelişiminde sanatın önemini dikkate alarak, 2010-2011 döneminde Nural Denker’in başkanlığında başlattığı bir proje. Bu proje, seçici kurula davet edilen değerli sanat insanları Prof. Kaya Özsezgin, Başak Şenova, Haşim Nur Gürel, Ayşegül Sönmez, kulüp üyelerinden Can Elgiz, M. Özalp Birol ve Dönem Başkanı Nural Denker’in çalışmalarıyla “İstanbul Rotary Sanat Ödülü Yarışması ve Sergisi’’ olarak şekillendirilip 2010-2011 döneminde hayata geçirildi.
İlk beş yıl sonunda, süresi dolan Seçici Kurul Üyeleri yerlerini, Gülsün Karamustafa, Işın Önol ve Ayşe Umur’a devrederken Başak Şenova küratör olarak, Can Elgiz ve M. Özalp Birol da, kulüp adına, seçici kurulda görev almaya devam ettiler. Son iki yıldır değerli sanatçımız İpek Duben de seçici kurulda yer alarak değişim sürecine önemli katkılarda bulundu. Bu kurulda her yıl, o dönemin başkanı da yer alıyor. Geride bıraktığımız 10 yıl boyunca görev alan tüm başkanların projeyi istekle ve heyecanla sahiplenmesi bu projeyi kulübün en önemli ve öncelikli projelerinden biri haline getirdi, seçici kurul üyeleri de bu heyecanı paylaşınca proje sürdürülebilir hale geldi.
Kulüp, bu yıl yeni bir yaklaşımla yarışma ve sergi programını “İstanbul Rotary Sanat Fonu”na dönüştürdü. Bize biraz bu değişiklikten ve fon aracılığıyla nelerin değişeceğinden söz edebilir misiniz?
Murad Ardaç: Onuncu yıl bir dönüm noktası olarak görülüp geride bırakılan 10 yıla ait dokümantasyon hazırlanırken (10. Yıl Sergisi ve 10. Yıl Kitabı) 2020-2021 dönem yönetimi, içinde bulunduğumuz zorlu sürecin yarattığı yeni ihtiyaçları ve sanatçıların bu süreçte yaşadığı sıkıntıları dikkate aldı ve yarışma formatını — kulüp üyeleri, yönetim kurulu ve danışma kuruluyla istişarede bulunarak — ‘İstanbul Rotary Sanat Fonu’ olarak yeniledi.
Fon aracılığıyla 25-40 yaş aralığındaki sanatçılar, yeterli maddi kaynağa sahip olamadıkları için üretemedikleri işleri üretme ve görünür kılma olanağına sahip olacaklar.
İstanbul Rotary Sanat Fonu’nu, özellikle bu zor zamanlarda, araştırmaya dayalı, nitelikli işlerin gerçekleştirilmesine olanak tanıyacağı için değerli buluyoruz. Kaynak yetersizliği nedeniyle istedikleri projelerini gerçekleştiremeyen çok sayıda değerli sanatçımız olduğunu dikkate alarak, yarışma formatından çıktık ve bu projeyi bir sanat fonuna dönüştürdük.
Genç sanatçıların yeni işlerini kamuya sunmaları için kurgulanan çok sayıda yarışma var ve bu yarışmalara aynı işle başvuran sanatçı sayısı dikkat çekici… Hazır işle başvurulan yarışmalar da şüphesiz çok değerli, ancak kulüp yönetimi ve seçici kurul, içinde bulunduğumuz bu sıkıntılı süreçte, yeni işlerin üretimini desteklemenin daha öncelikli olduğunu düşündü.
Siz gerek küratör gerekse tasarımcı olarak birçok projede yer aldınız. Tüm bu projeler içerisinde İstanbul Rotary Kulübü ve Sanat Fonu’nun sizin için anlamı nedir?
Başak Şenova: İstanbul Rotary Sanat Yarışması ve Sergisi’nin yapılanma süreci tam 13 yıl önce başladı, iki yılı aşkın bir süreden sonra 2011 yılında ilki gerçekleştirildi ve bu aşama 2021 yılında “Sanat Fonu”na dönüşene dek kesintisiz bir şekilde devam etti. Bu süreç içinde yüzlerce portfolyo, sanatçı, araştırma, düşünce, görüş, yöntem seçici kurul üyelerinin farklı bakış açıları doğrultusunda incelendi ve tartışıldı. Öncelikle Türkiye’de ve Kıbrıs’ta sanat üretiminde bulunan genç sanatçıları takip etmek, eğitim alanındaki gelişmeleri ve aynı zamanda eksiklikleri saptamak ve gözlemlerimiz doğrultusunda başarılı bulduklarımızı desteklemek, üretimlerinin kaydını tutmak benim için ayrıcalıklı bir fırsattı. İkinci olarak, bu sanat yarışması ve sergi düşüncesini ilk ortaya koyan ve uygulanması için desteğini hiç eksik etmeyen geçmiş dönem başkanlarından Nural Denker’den başlayarak İstanbul Rotary bünyesindeki sanatsever nice başkan, üye ve çalışanı ile birlikte çalışma olanağım oldu; dolayısıyla bu 13 yıla yayılan iş birliğinin, benim için eğitici bir süreç olduğunu düşünüyorum. Dahası kendi alanlarında çok başarılı, farklı bakış açıları ve yorumlarıyla düşünce dünyama çok şey katan seçici kurul üyeleri Özalp Birol, Kaya Özsezgin, Ayşegül Sönmez, Haşim Nur Gürel, Can Elgiz, Ayda Elgiz, Ayşe Umur gibi çok özel birçok güzel insanı yakından tanımak, Gülsün Karamustafa, İpek Duben, Işın Önol gibi zaten çok sevdiğim, saydığım, takip ettiğim sanatçı ve küratörle böyle bir deneyim yaşamak elbette bu etkinliği benim için çok anlamlı kılıyor. Kesinlikle en önemlisi de her yıl kitapta yer alan ve sergiye katılmaya hak kazanan çok yetenekli, önemli ve zamanlı araştırmalar yapan, sağlam işler üreten birçok genç sanatçıyla birebir çalışırken çok keyif almış olmam ve onlardan çok şey öğrenmem; her sergi sonrasında kimini başka sergilere, etkinliklere davet ettim, kimini diğer meslektaşlarıma ya da kurumlara önerdim. Çoğu sanatçıyla halen iletişim halindeyim.
Şu anda ise Mayıs 2021’de Elgiz Müzesi’nde açılacak olan (2020’de pandemi yüzünden ertelemek zorunda kaldığımız) son sergiye dört sanatçı ile çalışıyorum. Tüm bu süre boyunca 10 sergiye eşlik eden kitap serisinin editörlüğünün ardından, sergi çalışmalarına eş zamanlı olarak da İstanbul Rotary ile bu 10 yılın kaydını tutan, iki dilde çıkacak, geniş kapsamlı bir kitap üzerine ile çalışıyorum. Bu kitapla birlikte İstanbul Rotary Sanat Yarışması ve Sergisi dönemi sonlanmış oluyor. Daha heyecanlı bir dönem, zamanın da nabzını tutarak vücut bulmak üzere: Son iki yıldır İstanbul Rotary ve seçici kurul “Sanat Fonu” üzerine çalışıyor.
İstanbul Rotary Kulübü bu yıl yarışma formatını tamamen değiştirerek “Sanat Fonu”na dönüştürdü. Sanatçılar programa bu yıl tamamlanmış işleriyle değil, fon desteğiyle gerçekleştirmeyi öngördükleri projeleriyle başvuracaklar. Bu değişiklikle programa nasıl bir değer katmayı planlıyorsunuz?Bu durum sanat dünyasında kendisine nasıl bir karşılık bulacak?
Murad Ardaç: Bu değişiklik; sanatçılarımızı daha derin araştırma ve planlama yapmaya, üretimlerinin kavramsal aşamasından üretimlerine, sunumlarından sigortalamaya kadar her aşamasını düşünmeye yönlendiriyor. Bu sadece ‘bu işi nasıl üretirim?’ diye bakmanın çok daha ötesinde bir vizyon. Süreçleri yönetmek, sağlam bir kavramsal çerçeve oluşturmak, araştırmaya dayalı üretim yapmak, nasıl sunulacağını, nasıl korunacağını bilmek kariyerleri boyunca gereksinim duyacakları yetkinlikler gerektiriyor. Proje bazlı bir sanat fonu ile bu niteliklere sahip sanatçılara şans vermeyi diliyoruz. Önemli katkılardan birisi de seçici kurulda yer alan sanatçı ve küratörlerimizin değerli deneyimleri ile yol boyunca sanatçılarımıza rehberlik edebilecek olmaları.
Başak Şenova: “Sanat Fonu” araştırmaya dayalı, uzun soluklu projeler üreten sanatçılara destek olacak. İstanbul Rotary seçici kurulu da sanatçıların araştırma ve üretme sürecini takip etme görevini üstlenecek. Sanatçıya daha çok özgürlük alanı tanıyan ancak aynı ölçüde sorumluluk yükleyen bir süreç öngörüyoruz. İyi işlerin ve zamanlı içeriklerin her zaman karşılığını bulduğuna inanıyorum. Özellikle İstanbul’da çok donanımlı ve iyi çalışan sanat kurumları ve müzeler var, sanatçılara olduğu kadar, onlara da bu fonu almaya hak kazanan sanatçılara çeşitli fırsatlar tanıyacaklarına emin olacak kadar güveniyorum.
Karantina ve salgın sürecinde daha da anlamlı bir hal alan bu girişim, 25-40 yaş arasında bulunan (1 Ocak 1981’den sonra ve 1 Ocak 1996’dan önce doğmuş olan) sanatçılara yönelik olarak gerçekleştiriliyor. Bu sınırlandırma ile daha çok genç ve gelişim aşamasında olan sanatçıları desteklemek istediğinizden söz edebilir miyiz?
Murad Ardaç: Evet, bir anlamda böyle diyebiliriz; İstanbul Rotary Sanat Fonu, genç ve olgunlaşma sürecindeki sanatçılarımızın derinlikli bir araştırmaya dayanan, nitelikli ve kavramsal çerçevesi oluşturulmuş üretimini desteklemek yaklaşımıyla, 25-40 yaş arası sanatçılara açık olarak şekillendirildi.
Yarışmanın jürisinde Ayda Elgiz, Aykut Şener, Ayşe Umur, Başak Şenova, Can Elgiz, Işın Önol, Dr. İpek Duben, Dr. Murad Ardaç, Nural Denker ve M. Özalp Birol yer alıyor. Jüri oluşurken nelere dikkat ettiniz ve ekibe nasıl karar verdiniz?
Murad Ardaç: İstanbul Rotary Kulübü üyeleri ve üyelerin aile bireyleri arasında kültür girişimcileri, müze kurucuları, kültür-sanat yöneticileri, nitelikli koleksiyoncular var; bu durum, doğal olarak, bu alanlarda geniş ve zengin bir ilişki ağını beraberinde getiriyor. 2010-2011 döneminden günümüze, projenin seçici kurulunda sanat çevrelerinden nitelikli küratör, akademisyen, yazar, eleştirmen ve sanatçılar yer aldı ve almaya devam ediyor. Ayrıca, dönem başkanlarının yanında, bu alanda yetkinlik ve deneyim sahibi kulüp üyeleri de seçici kurulda yer alıyorlar. Böylelikle seçici kurulda hoş ve işlevsel bir denge oluşuyor. Projenin sürdürülebilirliğini sağlayan faktörlerin başında bu denge geliyor bence…
Salgın sanat dünyasını oldukça derinden etkiledi. Özellikle fiziksel olarak insanların bir araya gelmesinin zor olduğu şu günlerde çevrimiçi sergiler bir çözüm olarak görülüyor. Peki bu sıkıntılı dönemde İstanbul Rotary Kulübü nasıl bir sergi gerçekleştirecek?
Murad Ardaç: Fiziksel sergi yapmanın olanaksızlığı nedeni ile henüz geçtiğimiz yılın kazananları sergisini ve planladığımız 10.yıl sergimizi yapamadık. Seçici kurulda uzunca tartıştık alternatifleri… Çevrimiçi sergi konusunda sanal ortamda sergi kurulumu programlarını kullanmayı ya da gerçekten sergiyi Elgiz Müzesinde kurup sanal tur yapmayı değerlendirdik, ancak kararımız sergilerimizi ertelemek ve yapabileceğimiz zamanda gerçekleştirmek yönünde oldu. Bu nedenle ‘Sanat Fonu’ projesinin ‘sergi’ adımına o dönemin koşullarına bağlı olarak karar verileceğini açıkladık.
Son bir soru olarak, karantina ve korona döneminde proje ve serginin küratöryel çalışması nasıl ilerleyecek?
Başak Şenova: Daha önce de belirttiğim gibi ben 13 senedir İstanbul Rotary Sanat Yarışması ve Sergisi’ne küratöryel ve editöryel destek veriyorum. Özellikle 10. Yıl kitabını sürecinden sonra küratör olarak görevimi artık tamamladığıma ve yeni seslere kulak vermemiz gerektiğine inanıyorum. Elbette kuruldaki görevime devam edeceğim ve ihtiyaç olduğu zamanlarda destek vermeye çalışacağım. Ancak “Sanat Fonu” seçilen sanatçıya istediği küratör(ler)le ve hatta Elgiz Müzesi’nin yanı sıra farklı kurumlarla da iş birliklerine gidebilme özgürlüğü tanıyor. Bu bana da alandaki taze düşünce ve yöntemleri yakından takip edebilme fırsatı verecektir.
Sorunuzun ilk kısmına geri dönecek olursam; açıkçası pandeminin hayatımızı yakında terk edeceği konusunda ben çok iyimser değilim. Sanatsal ve kültürel etkinlikler için günü kurtaran dijital çözümlerin yeterli olmadığına ve özellikle kurumlar tarafından altyapıya yönelik köklü değişiklikler yapılması gerektiğine inanıyorum. Bireysellikten uzak bir şekilde birlikte düşünmek ve hareket etmek gerek. Bence “Sanat Fonu” yapılabilecek değişikliklere iyi bir örnek.