Connect with us

Ne arıyorsun?

Argonotlar

Gündem

Turner Ödülü: 2021 kısa listesi, tartışmalı tarihi ve eleştiriler

Turner Ödülü tarihinde bir ilk olarak pandemide yaşanan zorluklar sebebiyle tamamı çeşitli topluluklara dayanışma güdüsü aşılayan kolektifleri içeren bir kısa liste oluşturuldu.

2014 Turner Ödülü'nden Ciara Phillips'in Things Shared eserinden bir görünüm.

Birleşik Krallığın en prestijli sanat ödüllerinden Turner Ödülü kısa listesi 7 Mayıs’ta açıklandı. Her yıl Turner Ödülü İngiltere’de doğmuş, yaşayan veya çalışan bir sanatçıya olağanüstü bir sergisi için verilirken bu yıl pandemi sebebiyle halka açık sergilerin nadir gerçekleşmesi sebebiyle bir değişikliğe gidildi. 2021 Turner Ödülü kısa listesi, bireysel sanatçıların yerine topluma hizmet eden ve sosyal etki sağlayan sanat kolektiflerinden oluşuyor.

Turner Ödülü tartışmalarla dolu tarihi

Dört galeri ve Tate Britain Müzesi’nden oluşan Tate Kurumu öncülüğünde Patrons of New Art adlı bir grup tarafından kurulan Turner Ödülü ilk kez 1984 yılında verildi. Ödül ismi bugünden bakıldığında İngiliz sanatının en önemli isimlerinden J.M.W. Turner’dan geliyor. Ödülün amacı çağdaş sanata olan ilgiyi artırmak ve Tate’in yeni eserler edinmesine katkıda bulunmak olarak başladı ve günümüzde çağdaş sanat alanında verilen en önemli ödüllerden biri haline geldi.

Bahsedilen “İngiliz” tabiri genel olarak Britanya’da çalışan veya Britanya’da doğmuş, küresel olarak çalışan sanatçıları kapsamaktadır. Ödül, ömür boyu sürdürdükleri çalışmaların başarısından ziyade, güncel çalışmalarının yarattığı etkiye odaklanır.

1991 yılından Turner Ödülü kazananı Anish Kapoor. Fotoğraf: Marcus Leith

Jüri üyeleri ise Tate tarafından her yıl yeniden seçilir. Jüride galeri yöneticileri, küratörler, eleştirmenler ve yazarlar gibi sektörün içinden isimlerin yer almasına özen gösterilir. En az bir jüri üyesinin yurt dışından olmasına dikkat ediliyor. Bu yaklaşım, İngiliz sanatına odaklanan veya İngiltere’de çalışanlarla İngiliz sanatını daha geniş bir bağlamda görenleri dengelemeyi amaçlamaktadır. Jürinin dışında halk, her yıl Tate web sitesinde bir sanatçı adaylığı sunabilmektedir. Jüri, kısa listeyi kendi adaylarından ve halkın adaylarından seçer.

Ödülün geçmişte çok tartışılan taraflarından birisi de yaş sınırı idi. 1991’den başlayarak, ödül, uygun sanatçılar için 50 yaş sınırını şart koştu; Bu kriter 2017’de iptal edildi. Bu rekabetin sanatçılara, özellikle de pek çok nedenden ötürü hayatlarının ilerleyen dönemlerinde çalışmalarıyla tanınan kadın sanatçılara haksızlık yarattığı ortaya çıktı. Yaş sınırlaması her ne kadar yeni ortaya çıkan sanatçıların çalışmalarını tanıtmada önemli bir rol oynasa da, Tate artık sanatçıların çalışmalarında her yaşta bir atılım yaşayabileceklerini kabul ediyor.  Şimdiye kadar, en yaşlı Turner galibi, 2017’de 63 yaşında kazanan Lubaina Himid oldu.

Lubaina Himid, Le Rodeur: Exchange, 2016.

Turner Ödülü için ilk kısa listeler şok edici derecede dengesizdi. İlk üç yılında, yalnızca bir kadın sanatçı, Milena Kalinovska kısa listeye girebildi. Bir kadın sanatçı ödülü 1993’e kadar kazanamayacaktı. Rachel Whiteread, Turner Ödülü’nün başlangıcından neredeyse on yıl sonra, o yıl ödülü kazandı.

“Turner Ödülü’nün özellikle 1990’lardaki etkisini anlamak için, modern sanatın 20. yüzyıl İngiliz kültüründe hiçbir zaman Amerika ya da örneğin Almanya’daki gibi içselleştirilmediğini anlamalısınız,” diyor Jonathan Jones (The Guardian’da eleştirmen ve Richard Wright’a giden 2009 Turner Ödülü için jüri üyesi). “2000’de Tate Modern’in açılmasından önce MoMA’nın İngiliz bir karşılığı yoktu ve Charles Saatchi haricinde çok az kişi çağdaş sanat eserleri topladı.Bunun ötesinde, üniversite eğitimi almış orta sınıf insanların, (adını duyduklarını varsayarak) Jackson Pollock ve genel olarak ‘modern sanat’ şöyle dursun, Picasso’yu küçümsemeleri bile gayet hürmetle karşılanıyordu. Bu yüzden, Damien Hirst liderliğindeki genç, punkçı, kavramsal sanatçılar kasıtlı olarak kışkırtıcı ve tartışılmaz bir avangart sanat yaptığında, Turner, İngiltere’nin nasıl bir yer olması gerektiğiyle ilgili bir kültür savaşının sahnesi haline geldi. ABD ve diğer Avrupa ülkelerinden on yıllar sonra, modernist ânımız oldu.”

Yıl içerisinde Turner Ödülü’nün ritmi ise oldukça yüksek ilerlemekte. Jüriler Nisan veya Mayıs gibi seçilip ilan edilir. Takip eden Nisan ayına kadar, her biri, önceki 12 ayın sergilerine dayalı olarak ödüle aday olacak sanatçılardan bir seçki sunmalıdır. Ev sahibi müzenin küratör ekibi, yaklaşık 24 yarışmacının sergi dosyalarını bir araya getiriyor ve jüri dörtlüsü, dört adayın son kısa listesini oluşturmak için bir günlük maraton oturum için bir araya geliyor. Kazananlar ise kısa süre sonra belli oluyor. Fakat seçilen her adayın adaylığı kabul edeceği garanti değil. Turner Ödülü tarihinde adaylığı kabul etmeyenler oldu.  Örneğin Julian Opie, 1997’de aday gösterildi, ancak adaylığı reddetti. “Çalışmamlarımı bu oyunun kontrol edilemeyen koşullarına sokmayı son derece stresli buluyorum” diye açıkladı.

Turner Ödülü’nü kazanan isimler genellikle öne çıkan sanatçılar olmaya devam ediyor: Gillian Wearing (1997); Wolfgang Tillmans (2000); Grayson Perry (2003); Laure Prouvost (2013). Fakat, Turner’dan yararlanmak için kazanmak gerekmeyebiliyor; kısa listedeki bazı sanatçılar çok başarılı isimler olarak sanat yaşamına devam edebiliyor. 1999’da aday gösterilen ve hâlâ sanat dünyasında oldukça ünlü olan Tracey Emin bunlardan biri. Başka bir örnek olarak Forensic Architecture, 2018’de ödülü Charlotte Prodger’a kaybetti, ancak 2019 Whitney Bienali’nin öne çıkanlarından biri olarak yeniden ortaya çıktı (Gösterideki videosu, eski yönetim kurulu üyesi Warren Kanders’ın sahibi olduğu Safariland’ı araştırıyordu).

2019 yılında Turner Ödülü kısa listesine kalan Tai Shani, Helen Cammock, Oscar Murillo ve Lawrence Abu Hamdan bir kolektif olarak değerlendirilmek istediklerini söyleyerek hep beraber ödülün sahibi oldular.

2019 Turner Ödülü ise tartışmalı bir konuyla gündeme geldi. Turner Ödülü 2019 jürisi, Mayıs ayında İngiltere’nin önde gelen sanat ödülü için aday gösterilen dört sanatçının da kolektif olarak kazandığını söyledi. Bir zamanlar yeni Basquiat olarak anılan Kolombiya doğumlu sanatçı Oscar Murillo, suç mahallerinin ve insan hakları ihlallerinin seslerini yeniden yaratan sanatçı Lawrence Abu Hamdan, “ataerkil sınırların ötesinde” fantastik dünyalar yaratan feminist bir sanatçı olan Tai Shani ve kadınların sivil haklar mücadelesinde unutulan rolünü konu alan uzun metrajlı filmler yapan Helen Cammock siyasi birlik üzerine bir açıklama yapmak için bir kolektif olarak değerlendirilmek istedi. Jüriler kabul etti.

Sanatçılardan Cammock, dört sanatçı adına seslendi ve diğer sanatçılarla ve toplum adına işbirliği yapmayı gerektiren çalışmalarının “bölme ve bireyselleştirme eğilimi olan yarışma formatıyla uyumsuz olduğunu” düşündüklerini söyledi. Sanatçıların ürettiği bir fikir olan ödülü birlikte kabul etme jesti, aynı zamanda “hakkın yükselişi ve faşizmin yenilenmesinin damgasını vurduğu bir dönemde” önemli bir ifade olarak yorumlandı.

Tate Britain’in direktörü ve ödül jüri başkanı Alex Farquharson, telefonla yaptığı bir röportajda, sanatçıların ilk kez görüştükten kısa bir süre sonra, Mayıs ayında ortaklaşa aday gösterilmeye karar verdiklerini söyledi. Salı sabahı jüriye bu yönde bir mektup sunulduğunu da sözlerine ekledi.

Mektupta, “Her birimiz sosyal ve politik meseleler ile büyük önem ve aciliyete sahip olduğuna inandığımız bağlamlar hakkında sanat yapıyoruz” deniyordu. “Uğraştığımız politika büyük ölçüde farklı olmakla beraber, birinin daha önemli, anlamlı veya daha fazla dikkate değer olduğu imasıyla birbirleriyle karşı karşıya gelmelerini sorunlu buluruz.”

Grup, toplu ödülün aynı zamanda “Britanya’da ve dünyanın büyük bölümünde, zaten insanları ve toplulukları bölen ve izole eden çok fazla şeyin olduğu bu siyasi kriz zamanında” güçlü bir ifade olacağını söyledi.

2021 Turner Ödülü bir ilke imza atıyor

Turner Ödülü tarihinde bir ilk olarak jüri pandemi dolayısıyla yaşanan zorluklar sebebiyle tamamı çeşitli topluluklara dayanışma güdüsü aşılayan kolektifleri içeren bir kısa liste oluşturdu. Beraberinde jüri üyeleri, genellikle azınlık grupları temsil etmeyi amaç edinmiş siyasi ve sosyal sorunlarla uğraşan sanata doğru çekildiklerini belirtti.

Ödül komitesi başkanı ve Tate Britain yöneticisi Alex Farquharson, bu yaklaşımın çağdaş İngiliz sanatındaki güncel ruh halini yakalamayı ve yansıtmayı amaçladığını söyledi. Yaptığı açıklamada, “Çok az sayıda sanatçının eserlerini halka açık bir şekilde sergileyebildiği bir yıl süren kapanmadan sonra, jüri çalışmaları yalnızca pandemide devam etmekle kalmayıp giderek daha da konuyla ilgili hale gelen beş seçkin kolektifi seçti.”

Sanat dünyasının en prestijli ödüllerinden biri olan Turner Ödülü’nün sahibi 1 Aralık’ta açıklanacak ve 25.000£ ödülün sahibi olacak. Kısa listeye alınan her kolektif ise 10.000£ alacak.

2021 Turner Ödülü jüri üyeleri ise şu isimlerden oluşuyor: Delfina Vakfı direktörü Aaron Cezar, Grand Union programlama direktörü Kim McAleese, oyuncu Russell Tovey, Chisenhale Gallery direktörü Zoé Whitley, Tate Britain direktörü Alex Farquharson.

Kısa listeye giren beş kolektifin eserleri 29 Eylül – 12 Ocak tarihleri arasında İngiltere, Coventry’deki Herbert Sanat Galerisi ve Müzesi’nde düzenlenecek. Kazanan 1 Aralık’ta Coventry’de düzenlenecek bir törenle açıklanacak.

Ödülün kısa listeye giren dört sanatçısı, Coventry Bienali 2021 kapsamında yerel, ulusal ve uluslararası sanatçıların yanında sergilenecek.

Turner Ödülü kısa listesinde yer alan beş kolektif

Cooking Sections, Daniel Fernández Pascual ve Alon Schwabe. Fotoğraf: Ruth Clark.
  • Cooking Sections

Kendilerini yiyecek aktivisti olarak tanımlayan Cooking Sections, belki de kısa listedeki en önemli isim.

Daniel Fernández Pascual ve Alon Schwabe tarafından 2013’te kurulan Cooking Sections, dünyayı yiyecekler aracılığıyla organize eden sistemleri inceleyen Londra merkezli bir kolektif. Sahaya duyarlı kurulum, performans ve videoyu kullanarak sanat, mimari, ekoloji ve jeopolitik arasındaki örtüşen sınırları keşfediyorlar.Pratiklerinde yeryüzünü dönüşüm sırasında gözlemlemek için bir mercek ve araç olarak yiyecekler kullanılıyor.

Kolektifin çiftlik somonunun üretim koşullarını vurgulayan son çalışmaları Tate’de yer aldı.  Proje, çiflik somonunu Tate’in bütün menülerinden tamamen çıkarmayı başardı.

Kolektifin öne çıkan projelerinden biri olan Climavore, beslenme biçimimizin iklim krizinin aciliyetine nasıl yanıt verebileceğine dair sorular soruyor. Ödül yetkililerinin de dikkatini çeken proje, yaratıcılığı için oldukça alkış topladı. Bu projenin genişletilmiş bir versiyonu da şu anda İstanbul’da sergileniyor. “İKLİMCİL: Mevsimler Sürüklenirken” sergisi, 22 Ağustos 2021’e kadar SALT Beyoğlu’nda görülebilir.

Black Obsidian Sound System (B.O.S.S)
  • Black Obsidian Sound System (B.O.S.S.)

Black Obsidian Sound System; sanat, ses ve radikal aktivizmle uğraşan queer, trans, non-binary siyah ve beyaz olmayan (BİPOC) bireyleri bir araya getirmek amacıyla 2018 yazında kuruldu. On sekiz sanatçıdan oluşan kolektif, sanat enstalasyonları, teknik atölyeler ve QTIBPOC gece hayatını belgeleyen filmler aracılığıyla Afrika diasporasındaki baskın algılanan ses sistemi kültürü normlarına meydan okumayı hedefliyor. Hem yerel, hem de Afrika diasporası genelinde ses kültürünün zengin mirasıyla bir kolektif inşa ederken, hetero-cis erkek egemen alana farklı yaklaşımlar getirerek iz bırakıyor.

Jüri, Somerset House’da canlı performansları ve bağış toplamak için gerçekleştirdikleri 24 saatlik çevrimiçi parti etkinliğine değinerek “komünitelerine olan bağlılıklarını” övdü.

  • Array Collective

Array Collective, Kuzey İrlanda’yı etkileyen sosyopolitik sorunlara yanıt olarak işbirliğine dayalı eylemler oluşturmak için bir araya gelen Belfast merkezli bir grup bireysel sanatçıdan oluşuyor. Array’ın şehir merkezindeki stüdyoları ve proje alanı, kolektif için bir üs görevi görüyor, ancak katılan sanatçılar stüdyo sahipleriyle sınırlı değil. Yakın tarihli bir kamu projesi olarak, Kuzey İrlanda’da kürtajın suç olmaktan çıkarılması için kostümler, sahne malzemeleri ve pankartlar tasarlayarak protestolarda yer aldı.

  • Gentle/Radical

Kültürün  adil ve kapsayıcı toplumların gelişmesi için bir güç olabileceği inancından doğan Gentle/Radical, temelde, kültürel ve kurumsal düzeylerde değişim yaratmak için çağdaş sanat uygulamaları, sosyal olarak bağlantılı projeler, sosyal adalet ve topluluk aktivizminden yararlanan Cardiff merkezli bir kültür kuruluşu. Toplum için ve toplulukların yanında olarak, onları derinden etkileyen projeler tasarlayıp sunma amacıyla farklı kültürlerden insanlar, sanatçılarla işbirliği içerisinde çalışıyorlar. Üretimleri sanatın topluma nasıl yararlı olabileceği ve kapsayıcı kültürel pratiğin, kültürel alanların nasıl yaratılabileceği sorularını temel alıyor. Toplumların zenginliğini yansıtan kültürel çalışmalar herkes tarafından erişilebilir olduğunda bu alanların en etkili hale gelebileceğine inanıyor ve bunun için çalışıyorlar.

Jüri, içinde bulundukları son derece yerel Riverside topluluğuna olan derin bağlılıklarını takdir etti. Son faaliyetleri arasında, kilitlenme sırasında mahalle hikâyelerini paylaşmak için devam eden bir proje olan Doorstep Revolution; ve farklı toplulukların bağımsız filmler aracılığıyla zamanımızın acil sorunları etrafında diyaloglar kurduğu bir pop-up sinema alanı olan Gentle/Radical Film Kulübü bulunuyor.

Project Art Works ekibi
  • Project Art Works

Project Art Works, çeşitli yaratıcı projelerde aileler, hasta bakıcılar ve profesyonellerin yanı sıra nörolojik engelleri olan çocuklar, gençler ve yetişkinlerle birlikte çalışan, sanatçı tarafından yönetilen bir organizasyondur. Programları yaratıcı uygulamalar yoluyla gelişir ve kültür ve bakım sektörlerinde farkındalık yaratmaya yayılır – nörolojik çeşitlilik gösteren sanatçıların ve yapımcıların ve onlara değer verenlerin daha çeşitli temsilini teşvik eder.

Jürinin dikkatini çeken işleri ise, salgın sırasında devam eden çalışmalarının yoldan geçenler tarafından görülebilmesi için pandemi sebebiyle kapalı olan galeri Hastings Contemporary’nin pencerelerine asmaları oldu.

Turner Ödülü’ne getirilen eleştiriler

Kısa listeye giren Black Obsidian Sound System (BOSS), Instagramda yayınladıklrı geniş kapsamlı bir açıklamada, “Katılmamız, gerçekleştirmemiz ve sunmamız konusunda talep edilen aciliyet, ödül kültüründe ve daha geniş olarak sektör genelinde çıkarcı ve sömürücü uygulamaları göstermektedir” diyerek, Turner Ödülü’nün ve genel olarak ödül kültürünün temelini oluşturan “sömürü uygulamalarına”dikkat çekiyor. Tate’i çalışmalarını sergilediği sanatçıları desteklememekle suçlayarak, müzenin en önemli müşterilerinden birine yönelik cinsel taciz suçlamalarını ele alış şeklini ve geçen yıl salgın nedeniyle işleri kesilen Tate personeli tarafından düzenlenen grevlere tepkisini kınadığını belirtiyor.

B.O.S.S. Turner Ödülü’ne aday olmanın ve “bir kolektif olarak çalışmalarının tanınması” için “minnettar” olduğunu söyleyerek ödüle katılacağını da belirtmekte. Ancak ödülün “bazı tutarsızlıklarını belirtmenin önemli olduğunu” da ekliyor. Ardından, Tate gibi müzeleri, savunduklarını iddia ettikleri sanatçıları ve grupları yeterince desteklemeden sosyal sanatsal pratikleri benimsemekle suçluyor.

“Endüstri – Siyah, kahverengi, işçi sınıfı, sakat, queer vücutların arzu edildiği, ancak asla sürdürülebilir bir şekilde umursanmadığı  çabucak vazgeçilebildiği, bir yer” diye de ekliyorlar.

Yayınladıkları açıklamada, “Kolektif örgütlenmenin dönüşümün merkezinde olduğuna inanmamıza rağmen, kolektif ve sosyal uygulamalara hayranlık duyan sanat kurumlarının, yaşamlarımızı ve çalışmamızı şekillendiren gerçeklerle başa çıkmak için yeterli donanıma veya kaynaklara sahip olmadığı açıktır. Bunu en çok, kolektifler ve sanatçı ücretleri için gereken bütçenin ayrılmamasında ve aynı zamanda endüstrinin içerisinde yerleşmiş olan bireysel ilhama, işbirlikçi çabanın karmaşıklığı ve şeffaflığına olan saygısızlıkta görüyoruz.” diyor.

Black Obsidian Sound System’in tepkisi bir yana, bazı eleştirmenlerse, son yıllarda Turner Ödülü’nü estetikten ziyade siyasete odaklanmakla suçluyorlar. The Sunday Times of London‘ın sanat eleştirmeni Waldemar Januszczak, Twitter’da 2021’deki bu dönüşümün “her şeyin trend bazlı ve demokratik olmayan bir çözüme dönüştürüldüğünün” kanıtı olduğunu belirtti.

Turner Ödülü, başladığından beri çeşitli eleştirilere maruz kaldı. Tate’in konuya kendi içinde çelişen bir konumdan yaklaşıyor olması bu tarz eleştirileri beraberinde getirecektir. Fakat bir yandan, sanatın siyasileştiği bir dönemdeyiz. Kurumun konumu bir yana, sosyal konulara giderek duyarlı olması gelecek açısından ümit vadediyor olabilir. Turner Ödülünün kazananını hep birlikte Aralık ayında göreceğiz. Belki de ödülün böyle bir değişime gitmesi ve kolektif bilince yer vermesi, kolektiflerin sektördeki pozisyonunu değiştirecek ve kapılar açacaktır.

Kaynaklar

https://www.tate.org.uk/art/turner-prize

https://www.artsy.net/article/artsy-editorial-turner-prize-one-arts-awards

https://docs.google.com/document/d/1l8Cl9Iiyt6hgaumbXP8xdlJojI0nFjriwzF_ynUK_bU/edit

https://www.theguardian.com/artanddesign/2021/may/07/five-art-collectives-shortlisted-for-turner-prize

İlginizi Çekebilir

Eleştiri

Gizem Akkoyunoğlu'nun Sanatorium'da gerçekleşen "Kudretin Silüetleri" sergisini Oğuz Karayemiş değerlendirdi.

Eleştiri

LGBTİ+ sanatçıların işlerinden ve kuir üretimlerinden oluşan KIRIK inisiyatifinin hazırladığı gösterim programını İrem Karaaslan ele aldı.

Kütüphane

İMALAT-HANE'de 6 Ocak - 6 Nisan 2024 tarihleri ​​arasında yer alan TUNCA'nın "Muhatabı Olmayan Mutfak" sergisinin katalog metni Argonotlar Kütüphanesinde.

Söyleşi

İrem Tok ile “Karanlıkla Buluşmak” üzerinden yakın dönem işlerini, insansız hikâyelerini, kültür-doğa-insan üçgenini ve SAHA Studio’daki çalışmalarını konuştuk.