2023, birçok anlamda Türkiye için sancılı bir yıl oldu. Ülke yoğun bir şekilde seçim gündemini tartışırken meydana gelen 6 Şubat Depremleri, birçok şeyi derinden etkiledi, sarstı. Halihazırda devam eden ekonomik kriz, başta basın olmak üzere birçok alanda yürütülen sansür politikası, hukuksuz yargılamalar, yerel yönetimlerle hükümet arasındaki sorunlar 2023’ü birçok anlamda zorlu bir yıl olarak ön plana çıkardı. Tüm bu etkenler elbette ekonomiyi ve sosyal yaşamı da büyük bir daralmayla karşı karşıya bıraktı. Birçok galeri, kurum ve inisiyatif sergilerini, programlarını erteledi.
Ancak yine de umutsuzluğa düşmeden geride bıraktığımız yıla göz atmanın, bu yıl neler gördük, neler aklımızda yer etti diye bakmanın zamanı geldi. Karşınızda Argonotlar ekibinin yılın öne çıkan sergileri seçkisi.
Kültigin Kağan Akbulut
Ceylan Çaplı’nın ‘93 yılında açılan efsanevi gece kulübü 2019’a 30 yıl sonra yeni anlamlar yükleyen Yekhan Pınarlıgil küratörlüğündeki sergi benim adıma yılın öne çıkan sergisi oldu. Sergi, kulübün o dönem için ifade ettiği kültürü, değerleri ve anlamları günümüz queer feminist perspektifi içinde değerlendirdi.
Boyacı, Yağız Özgen, SANATORIUM
Yağız Özgen’in Boyacı sergisi günümüz politik sanat anlayışında temellere, malzemelere dönmeye bir çağrı niteliğindeydi. Boyacı, Özgen’in pratiğinde “daha da sadeleşmenin”nin en uç örneği oldu.
Şefkat Nişanı, Gülçin Aksoy, Merdiven Art Space
Gülçin Aksoy’un 35 yıllık sanat pratiğine yönelik “küçük retrospektif” niteliğindeki sergi 90’ların ve erken 2000’lerin feminist ve deneysel pratiklerini bugüne ve ileriye taşıdı. Aksoy’un kapsamlı bir retrospektifini heyecanla bekliyorum.
Özlem Altunok
Üç İç Denizin Ülkesi, Handan Börüteçene, Salt Beyoğlu
Handan Börüteçene’nin 40 yılı aşkın pratiğinden “üç tarafı denizlerle çevrili” bu coğrafyada sergilenmiş eserlerine yer veren şimdiye kadar ki bu en kapsamlı sergisi, çalışmalarını İstanbul Arkeoloji, Aya İrini, Anadolu Medeniyetleri Müzesi gibi mekanlara özgü üreten sanatçının arkeoloji, doğa ve tarih ekseninde “yeryüzünün belleği”nden nasıl beslendiğini gözler önüne seriyor. Börüteçene’nin 80’lerden itibaren medya, ekoloji, türler arası ilişki meselelerine dair öncü çalışmalarını da içeren ve 2024 Nisan’a kadar sürecek sergi, hafızanın derinliğini kavramak için bir fırsat.
Geçmiş Bugündür, Tarihsel Adalet için Bellek Müzesi, Depo İstanbul
Türkiye’nin ilk dijital müzesi ve insan hakları arşivi olan Tarihsel Adalet için Bellek Müzesi’nin koleksiyonunda yer alan dava dosyaları, hukuki belgeler, sözlü tarih kayıtları ve bellek nesnelerinden geniş bir seçkiyi bir araya getiren “Geçmiş Bugündür” sergisi, 12 Eylül darbesinin 43. yılında Depo’da izleyiciyle buluştu. Şimdiye kadar 12 Eylül’e dair yapılmış en kapsamlı sergilerden olan “Geçmiş Bugündür”de Aylin Tekiner, Gülçin Aksoy, Gülsün Karamustafa, Nil Yalter’in de aralarında bulunduğu sanatçıların eserleri; Gültan Kışanak ve Osman Kavala’nın yazıları yer alırken Cumartesi Anneleri, Tanıl Bora, Ferhat Kentel ve Feyyaz Yaman’ın da aralarında olduğu isimler çeşitli atölye ve söyleşilerle sergiye katkıda bulundu.
Isabel Muñoz: Yeni Bir Hikâye, Göbeklitepe ve Çevresinden Fotoğraflar, Pera Müzesi
Türkiye’ye ilgisi 90’lardan bu yana süren ve bu süreçte zeytinyağı işçilerinden semazenlere, Sulukule Romanları’na farklı konuları odağına alan fotoğraf sanatçısı Isabel Muñoz, Pera’daki sergisinde bakışını Göbeklitepe ve çevresine yönlendirirken “dışarıdan” bir göz olarak bölgenin mistik atmosferinin etkisinin baskınlığını başarıyla dengelediği fotoğraflara yer verdi. Bölgede arkeologlarla birlikte çalışan fotoğrafçının topladığı görsel izler, uygarlığın henüz gölgede kalan tarihine dair bir masal-anlatı olarak dikkat çekiyordu. Muñoz’un toprağı kullanarak geliştirdiği baskı tekniğiyle ürettiği çalışmaları ile bir insan başı figürüne EEG yardımıyla beynindeki elektriksel dalgaları yansıttığı portreyi de içeren sergi, eskiyle yeninin büyüsünü iç içe geçirmişti.
Argonotlar 2024 yılı telifleri için destek zamanı!
✍️ 2024 yılı Argonotlar Telif Kumbarası kampanyamız yayında. Telif Kumbarası’na destekte bulunarak Argonotlar Almanak 2023’ün basılı kopyasına sahip olabilirsiniz!
Seçil Epik
Eksilerek Biriken, Depo İstanbul
2018 yılında bir grup sanatçı ve küratörün bir araya gelerek yaptığı Sınır/sız sergilerine bu yıl bir yenisi daha eklendi. “Eksilerek Biriken”de sanatçılar Okyanus Çağrı Camcı, Furkan Öztekin ve Üzüm Derin Solak’ın işleri tek tek ve bir bütün olarak bu yıl beni en çok etkileyen; arşiv konusu üzerine düşünme deneyimimi genişleten sergi oldu. Türkiye’de LGBTİ+’lar için yaşam alanlarının daraldığı, kurumlar bağlamında sansür ve otosansürün daha yoğun hissedildiği bir dönemde Sınır/sız sergilerinin hem politik hem sanatsal olarak açtığı alanın bu yıl “Eksilerek Biriken”le devam etmesi her yönüyle çok kıymetliydi.
Paula Rego: Hikâyelerin Hikâyesi, Pera Müzesi
Pera Müzesi’nde gerçekleşen ve sanatçının İstanbul’da retrospektif niteliğindeki ilk sergisi olma özelliğini de taşıyan “Paula Rego: Hikâyelerin Hikâyesi” 2023 yılında gördüğümüz “büyük sanatçı” sergileri arasında benim için en öne çıkan oldu. Elif Dastarlı Argonotlar için kaleme aldığı yazısında şöyle ifade ediyordu Paula Rego’nun sanat tarihindeki yerini: “Toz kondurulmayan steril soyut sanat damarından hesapsızca kopma ve böylece ‘modernist-büyük-deha-sanatçı’ mitine de dil çıkarır gibi bir tavır almakla şekillenir Paula Rego’nun sanatı.”
Teyel, Uzuv, İlizarov, Çınar Eslek, Depo İstanbul
“Teyel, Uzuv, İlizarov” Çınar Eslek’in son yıllarda yaptığı kumaş işler, kâğıt üzerine desenler, heykel ve videolardan oluşan geniş bir seçkiyi bir araya getirdi. Eslek, izleyeni eklemleme, yamalama, melezlik, eksiklik ve tamlık üzerine sorular sormaya ve bedenin imkânları üzerine düşünmeye davet ediyordu. “Teyel, Uzuv, İlizarov”dan söz ederken Ceren Erdem’in küratoryal katkısına da değinmeden olmaz. İşlerin sergilenme biçimi, mekânının bir dezavantaj olabilecek sütunlu yapısını bir avantaja çevirerek işlerin aynı anda bir bütün (bir organizma) olarak ve tekil varlıklarıyla orada var olabilmelerine de olanak sağlıyordu.
Esra Ece Kuleci
Başka Kayda Rastlanmadı: Reşad Ekrem Koçu ve İstanbul Ansiklopedisi Arşivi, Salt Galata
Reşad Ekrem Koçu’nun hayatının büyük kısmını adadığı İstanbul Ansiklopedisi‘nin yayımlanmamış bölümlerine yer verilen bu sergi, şehrin yıllardır kimlere “öteki” dediğine dair bir kayıt tutarken, sergiye eşlik eden konser, konuşma ve atölyeleri de anmadan geçemeyeceğim.
Meşgul Şehir|İşgal İstanbul’unda Siyaset ve Gündelik Hayat, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü
Bu yıl, isim tercihiyle tartışmalara sebep olan sergi, işgal altındaki İstanbul’da bir araya gelen insanların ve grupların çokluğuna ve çeşitliliğine değinirken kültürel bir perspektif de sundu. Sergide Türkiye, Fransa, Birleşik Krallık, Yunanistan, Ermenistan, Rusya ve daha başka ülkelerden toplanan dokümanların çoğu ilk defa sergilenmişti. Küratörlüğünü Daniel-Joseph MacArthur-Seal ve Gizem Tongo’nun yaptığı sergiye ayrıca uluslararası bir danışman ekibi de katkı vermişti.
Göz Alabildiğine İstanbul: Beş Asırdan Manzaralar, Meşher
İstanbul’un 15. yüzyıldan 20. yüzyılın ilk çeyreğine uzanan bir zaman dilimini ele alan sergi şehrin geniş ve kapsamlı bir görsel kaydı niteliğinde. Sergide geniş açılı İstanbul manzaralarını gösteren tablolardan gravürlere, nadir kitaplardan albümlere, panoramik fotoğraflardan Yadigâr-ı İstanbul objelerine varan bir eser seçkisi yer alıyor. Sergi, göz alabildiğince bakılan İstanbul’a dair farklı perspektifleri bir arada sunarken tasvirlerin farklılığının da altını çiziyor.
Ozan Ünlükoç
her şey tanıdık, her şey yabancı, Yelta Köm, Versus Art Project
Köm’ün sergisi kurmaca bir gelecek tahayyülünden bugüne bakarak ihtimaller üzerine farklı okumalar sunuyor. Gelecekten bugüne bakmak ve bugün kıymetli gibi görünen her şeyi küçülterek okumak keyifli bir deneyim oldu. Dahası tıpkı sergide olduğu gibi izleyeni glitch/aksak alanlarda bırakıyor.
10: SOYUTLAMALAR, İMALAR, MÜTALAALAR, İMALAT-HANE
İmalathane’de gerçekleşen sergi, Türkiye’den sanatçıların son 10 yıldaki politik sanatsal üretimlerini bir araya getirmesi bakımından yılın önemli sergilerinden biri oldu. Serginin küratörlüğünü Duygu Demir üstlendi.
Gece Vakti, Berke Yazıcıoğlu, Dirimart Pera
Gece Vakti sergisi imgelerin hatırlattığı kodlarla izleyen arasında gizli, erotik bir diyalog kuruyor. Herkes için farklı da olsa ortak kodları tükettiğim bu imgelerin bana söyledikleri oldukça güçlü ve kendi arzuma sorduğu sorular da bir o kadar derin.
Seçkiyle bağlantılı okumalar:
- 👁️🗨️ Eran Sabaner’in “2019” sergisine dair değerlendirme yazısına bağlantıdan erişebilirsiniz.
- 👁️🗨️ Didem Ermiş’in “Boyacı” sergisine dair kaleme aldığı yazıya bağlantıdan erişebilirsiniz.
- 👁️🗨️ Gülçin Aksoy’un Merdiven Art Space’te gerçekleşen Şefkat Nişanı sergisinin Nergis Abıyeva tarafından kaleme alınan küratör metni Argonotlar Kütüphanesinde.
- 👁️🗨️ “Eksilerek Biriken” sergisinin sanatçıları Okyanus Çağrı Camcı, Üzüm Derin Solak, Furkan Öztekin’in metinlerine Argonotlar Kütüphanesinden erişebilirsiniz.
- 👁️🗨️ Çınar Eslek’in “Teyel, Uzuv, İlizarov” sergisine dair Seçil Epik’in değerlendirmesine bağlantıdan erişebilirsiniz.
- 👁️🗨️ Bağımsız araştırmacı Serdar Soydan’ın Reşad Ekrem Koçu sergisine dair değerlendirmesine bağlantıdan erişebilirsiniz.
- 👁️🗨️ Paula Rego’nun sanatına dair Elif Dastarlı’nın kaleme aldığı değerlendirmeye bağlantıdan erişebilirsiniz.
- 👁️🗨️ Berke Yazıcıoğlu’nun “Gece Vakti” sergisine dair Furkan Öztekin’in kaleme aldığı yazıya bağlantıdan erişebilirsiniz.
- 👁️🗨️ İMALAT-HANE’de gerçekleşen 10: SOYUTLAMALAR, İMALAR, MÜTALAALAR sergisinin Duygu Demir tarafından kaleme alınan küratör metni Argonotlar Kütüphanesinde.
- 👁️🗨️ “her şey tanıdık, her şey yabancı” sergisi vesilesiyle sanatçı Yelta Köm ve küratör Ulya Soley’le gerçekleştirdiğimiz söyleşiye bağlantıdan erişebilirsiniz.
- 👁️🗨️ Oktay Orhun’un sergi tasarımı bağlamında kaleme aldığı “Meşgul Şehir” sergisi değerlendirmesine bağlantıdan erişebilirsiniz.