Pandemi önlemlerini tamamen rafa kaldırmış olmasak da kültür ve sanat kurumları yeni sergiler açmaya devam ediyor. Yüz yüze açılışları, kalabalık etkinlikleri özlemiş olsak da sanat izleyicisiyle buluşmaktan vazgeçmiyor, neyse ki. Birçok kültür ve sanat mekânı 2021’in ilk yarısında yeni sergiler açtı, açmaya da devam ediyor. Kent ve doğa ilişkisinden salgın pratiklerimize, müzik ve sese dayalı anlatılardan video yerleştirmelerine birçok farklı bakış açısını ve yöntemi odağına alan sergiler Haziran ayında ziyaretçilerini bekliyor.
Argonotlar olarak bu aydan itibaren her ayın ilk günü hazırlayacağımız 10 mekânlık listeleri takip ederek kendi kişisel sergi takviminizi oluşturabilmenizi umuyoruz. Seçkimizde yer alan sergileri ziyaret etmeden önce Covid-19 önlemleri nedeniyle değişkenlik gösteren ziyaret saat ve koşullarını müze ve galerilerin internet sitelerinden kontrol etmeyi unutmayın.
Akbank Sanat
Distopya Ses Sanatı
Akbank Sanat, son bir yıldır sessizliğe bürünmüş dünyamızın sesini açıyor ve bizi distopyalar konserini dinlemeye davet ediyor. Pandemi döneminde distopyanın neye benzediğini Türkiye’de ve dünyada öne çıkan ses sanatçıları ile birlikte tartışan Distopya Ses Sanatı başlıklı sergi 15 Haziran’a kadar ziyaret edilebilir.
Arter
Füsun Onur: Opus II – Fantasia
Türkiye’de çağdaş sanatın öncülerinden Füsun Onur’un pek çok işinde olduğu gibi Opus II – Fantasia yerleştirmesi de müzikal referanslar taşıyor. Gündelik ve otobiyografik öğelerin görülebildiği sergide sanatçı, zamanı, mekanı ve formu sıradışı bir malzeme çeşitliliği ile araştırıyor. Sergide görsel bir müzik anlatısı oluşturuluyor. 2022 yılında 59’uncusu gerçekleştirilcek olan Venedik Bienali Uluslararası Sanat Sergisi’ndeki Türkiye Pavyonu için yeni bir eser üretmeye hazırlanan Füsun Onur’un Arter’deki sergisi 3 Hazirandan itibaren ziyaret edilebilir.
Tedbir
Arter Koleksiyonu’nda yer alan 11 sanatçının 13 eserine yer verilen bu sergi sanatçı, sanat kurumu, sanat eseri ve izleyici arasındaki ilişkiler üzerine şekilleniyor. Tedbir, adını Canan Tolon’un sergide yer alan bir eserinden alıyor. Aynı zamanda sergi, günümüzde özellikle sağlık alanında sıkça duyduğumuz tedbir kelimesinin farklı bağlamlardaki açılımlarını yorumlamaya teşvik ediyor. Hayatın her alanında kendini hatırlatan “küresel endişe”nin sanat ve sanat kurumları içindeki yansımasını ilişkiler üzerinden okumaya davet eden bu sergi 3 Haziran’da izleyicisiyle buluşuyor.
Gökcisimleri Üzerine
Yirmi sekiz sanatçının işlerini kapsayan, Arter Koleksiyonu’ndan oluşturulan sergi var olanların birlikteliği ve ayrılığı üzerine düşünmeye davet ediyor bizi. Ortaklık ve benzerlik düşüncesinden hareketle insan, robot, hayvan, virüs gibi ayrımlar üzerine kurulu insanmerkezci bakış açısını sorgulayan Gökcisimleri Üzerine 25 Temmuz’a kadar Arter’de görülebilir.
Nevin Aladağ: İzler
Üç kanallı bir video yerleştirmesi olan İzler, sanatçının çocukluk ve gençlik yıllarının geçtiği Stuttgart şehrinin ses ve imgeye dayalı bir portresini çiziyor. Video yerleştirmesinde kenti performansın hem sahnesi hem de öznesi olarak konumlandıran Aladağ, kentsel ve doğal unsurları birlikte kullanıyor. Ayrıca üretimlerinde müziğe ve müzik enstrümanlarına sık sık yer veriyor.
Depo
Dilşad Aladağ & Eda Aslan: Unutma Bahçesi
Hatırlama pratiklerine dayanan bu sergide bir mimar ve bir sanatçı olarak Aladağ ve Aslan kentin değişimine, değişimin yıkıcılığına ve hafızada bıraktığı izlere odaklanıyor. “Türlü şekillerle yıkılan bir mekanın hafızasını diri tutmak mümkün mü?” sorusunun cevabını arayan bu sergide kolektif hatırlama ve hatırlatma mücadelesi ön plana çıkıyor. Merkezine İstanbul Üniversitesi Botanik Enstitüsü, Alfred Heilbronn Botanik Bahçesi ve bitkilerin burada kurduğu yaşantıyı alarak başlayan ve yerleştirmeler, film, basılı ve dijital yayınlar gibi birbirinden çok farklı çıktıları sergileyen Unutma Bahçesi’ni 6 Haziran’a kadar ziyaret edebilirsiniz.
Raziye Kubat: Gece Uçuşu
Raziye Kubat’ın değişen ve dönüşen dünya ve memleket hallerinden ilhamla, 2017 – 2021 yılları arasında ürettiği işlerinin yer aldığı Gece Uçuşu 27 Haziran’a kadar Depo’da izleyiciyle buluşuyor. Sergide sanatçının resim, video, sesli kitap, gravür ile sokak hayvanları ve çocuklar yararına tasarlanmış eserleri yer alıyor.
Fatoş Irwen: Olağan Zamanın Dışında
Depo ve Karşı Sanat Çalışmaları Fatoş Irwen’in ilk kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor. Tanıklık, adalet ve merhamet kavramlarının etrafında şekillenen sergide malzeme çeşitliliği ve üretim biçimi çeşitliliği dikkat çekiyor. Video, fotoğraf, kağıt, tekstil ve tuval işlere, yerleştirmeler, nesneler ve metinler eşlik ediyor. Sanatçının dünyadaki tüm canlı ve cansız varlıkları, geçmişi ve geleceği kucaklayan zaman tanımı önerisini anlatan sergisi 10 Temmuz’a’a kadar Depo ve Karşı Sanat’ta eş zamanlı olarak görülebilir.
Şafak Şule Kemancı – Bütün Kuşlar Benim Bahçeme Gelir
Şafak Şule Kemancı’nın ilk kişisel sergisi Sınır/sız sergi ekibi küratörlüğünde 17 Haziran – 25 Temmuz 2021 tarihleri arasında Depo’da gerçekleşecek. Adını küçük İskender’e ait “Bütün kuşlar benim bahçeme gelir” mısrasından alıyor. Queer ve feminist bir ekosistem yaratan sergi politik ve toplumsal olarak yalnızlaştırılmış, izole edilmiş ve sınırlanmış bedenlerin aşkın bir ifade alanı bulmasına olanak sağlıyor. Kemancı, insanın kendi bedeni, diğer bedenler ve doğayla deneyimleyebileceği cinselliği ön plana çıkarırken “insan bedeninin insan dışı dünyanın bir parçası” olduğunu ve insan bedeninin de tıpkı insan dışı varlıklar gibi sürekli bir akış, devinim ve dönüşüm içinde olduğunu vurguluyor.
Dirimart
Jennifer İpekel: Anne, İsyan!
Sergi, sanatçının büyük bir dikkatle kendisi ve başkaları üzerine yaptığı gözlemler sonucu yarattığı resimlerden oluşuyor. Sürekli kendine meydan okuyan sanatçı, grift şekillerde süslenmiş yoğun renkli resimler ve onlara eşlik eden seramikler ile ilahi ve dünyevi olan arasında köprü kuruyor. Duyusal ve arkeolojik referanslarla dolu sergi, doğada ve mitolojide gezerken tarihi sorguluyor.
Galeri Nev
Necla Rüzgar: Her Sayfada Adım Yazılıydı
Son kişisel sergisi “Çok Kalpli Varlık”ı 2018 yılında açtıktan sonra bizi, türleri tek bedende birleştiren imgeler ile karşılaştırdığı diziye devam ediyor. Tehdit altında olan, şiddete uğrayan tüm canlıları aynı isimle çağırabileceğimizi öneren Her Sayfada Adım Yazılıydı tüm varlıkların öykülerinin iç içe geçtiği anlatıyor. Eserlerini Almanya’da bir müzede sergilemeye hazırlanan Necla Rüzgar’ın son sergisine 27 Haziran’a kadar Galeri Nev ev sahipliği yapıyor.
İstanbul Modern
Selma Gürbüz: Dünya Diye Bir Yer
Nisan ayında kaybettiğimiz Selma Gürbüz’ün Dünya Diye Bir Yer başlıklı sergisi sanatçının daha önce sergilenmemiş işlerini odağına alarak resim, yerleştirme, desen, video ve heykel gibi farklı ifade araçlarıyla ortaya çıkan yüzden fazla yapıta yer veriyor. Sanatçı, hem doğu kültürüne hem de batı kültürüne ait ögeleri bir arada kullanarak hayatı ve bu döngüdeki zamanın geçişini birbirinden ayrılmaz tasvir edilen insan ve hayvan bedenleri, cinsiyetsiz figürler ve belirsiz bir doğa kesitinden alınmış hissi uyandıran bitki betimlemeleri ile anlatıyor. Gürbüz’ün “tam olarak retrospektif olmasa da retrospektife en yakın sergim” diye tanımladığı sergi 30 Haziran’a kadar ziyaret edilebilir. Sanatçının “Dünya Diye Bir Yer” sergisinin kataloğu için Fisun Yalçınkaya’nın gerçekleştirdiği “Resim nereye götürüyorsa oraya gidiyorum” başlıklı röportajını Argonotlar Kütüphanesi‘nden okuyabilirsiniz.
SALT Beyoğlu
İKLİMCİL: Mevsimler Sürüklenirken
Kuraklık, bozulmuş yağış düzeni, kıyı dönüşümleri gibi insan faaliyetlerinin sonucu olarak değişen iklimlerde nasıl beslenilmesi gerektiğini inceleyen İKLİMCİL: Mevsimler Sürüklenirken hem bir sergi hem de iş birliklerine dayalı bir kamu programı olarak SALT Beyoğlu’nda gerçekleştiriliyor. Londra merkezli Cooking Sections’ın bu proje için ürettiği beş işten meydana gelen sergi unutulmuş mevsimlere, haritalardan silinen bölgelere, geleceği meçhul kıyılara dair düşünmeye sevk ediyor. Cooking Sections’ın aynı zamanda bu yılın Turner Ödülü adayı beş kolektiften biri olduğunu hatırlatmakta da fayda var. Hem ödül hem kolektifle ilgili daha detaylı bilgi için “Turner Ödülü: 2021 kısa listesi, tartışmalı tarihi ve eleştiriler” yazımıza göz atabilirsiniz.
SALT Galata
Deniz Gül: Kazı ve Yüzey
Farklı sanatçıların 31 Ocak 2022’ye kadar art arda gerçekleştireceği sunumlardan meydana gelen tarih yazımı, dil, kamusallık, simgesel sermaye ve modernleşme bakımından “sembolik iktidar” meselesini yorumlayan Ardışık programının ikincisi Kazı ve Yüzey SALT Galata’da izleyicisiyle buluşuyor. Dil kavramına sanat biçimi olarak ilgi duyan, dili sınırlarını sürekli müzakere edilen bir coğrafya olarak gören sanatçının yazılı müdahalelere dayalı işlerinin yanı sıra performans ve video çalışmaları da 27 Haziran’a kadar görülebilir.
Zilberman Gallery
Yaşam Şaşmazer: ya da
Yaşam Şaşmazeri’in ya da başlıklı sergisi insan ve doğanın tekinsiz ilişkisine odaklanan heykel ve suluboya resimleri bir araya getiriyor. Sanatçı insanın en büyük korku kaynağı olan doğa ile ilişkisine bakarken Şaşmazer’in uzun süredir kullandığı ahşap malzemeden uzaklaşıp ağırlıklı olarak kağıt kullanarak ürettiği heykelleri yosun ve mantarlarla iç içe geçmiş, amorf insan bedenlerinde oluşuyor. Geçmişi geleceğe düğümleyen ya da 30 Haziran’a kadar görülebilir.
Zülfaris Sinagogu
Olimpos Sergileri II: Peyzaj
Açılışını 28 Mayıs’ta yapan Olimpos Sergileri serisinin ikincisi olan Peyzaj temalı grup sergisi Taner Ceylan küratörlüğünde Zilfaris Sinagog’unda gerçekleşiyor. Sergi serisi Taner Ceylan’ın yakından takip ettiği bazı sanatçıların üretim süreçlerini sanatın temel kavramlarıyla buluşturma deneyine dayanıyor. Bu yıl sanat tarihinin temel konularından Peyzaj temasına odaklanan sergi 11 Hazirana kadar ziyaret edilebilecek ve kitap projesi ile devam edecek.
Yayına hazırlayan: Gül İçel