Connect with us

Ne arıyorsun?

Argonotlar

Duyurular

İstanbul’un 500 yılı Meşher’de

Meşher, “Göz Alabildiğine İstanbul” sergisiyle izleyicileri İstanbul’un siluetine bir uçtan bir uca bakmaya davet ediyor.

Rudolf Hellgrewe (1860–1935?), Gün Batımında Haliç, y. 1900, Tuval üzerine yağlıboya, 80×120 cm

İstanbul’un önde gelen disiplinler arası sergi mekânı Meşher, “Göz Alabildiğine İstanbul: Beş Asırdan Manzaralar” isimli sergiyi ziyaretçileriyle buluşturuyor. 20 Eylül’de açılan serginin küratörlüğünü Şeyda Çetin ve Ebru Esra Satıcı üstleniyor. Ömer Koç Koleksiyonu’nda yer alan çeşitli nadide eserlerden oluşan sergi, İstanbul’un Osmanlı payitahtı olduğu, 15. yüzyıldan 20. yüzyılın ilk çeyreğine uzanan bir zaman dilimini kapsıyor. Şehrin zengin bir görsel kaydı niteliğindeki sergide geniş açılı İstanbul manzaralarını gösteren tablolardan gravürlere, nadir kitaplardan albümlere, panoramik fotoğraflardan Yadigâr-ı İstanbul objelerine 100’ün üzerinde eser yer alıyor.

Sergideki eserlerin üreticileri de büyük çeşitlilik gösteriyor. Gemi kaptanından seyyahlara, askerlerden elçilere, yazar, ressam ve fotoğrafçılardan mimar ve şehir plancılarına kadar Batılılar tarafından bazen politik veya askeri bazen estetik amaçlarla üretilen eserlerde farklı teknikler öne çıkıyor. Yapıldıkları dönemin diplomatik ilişkilerine, şehrin geçirdiği dönüşümlere, çokkültürlü yapısına ve sosyal yaşamına ait izler bulunduran görüntülere yazılı kaynaklardan alıntılar eşlik ediyor. Bu alıntılar Batılı eser sahiplerinin bakış açısı ile 19. yüzyıl ve erken 20. yüzyıl Osmanlı/Türk edebiyatından sanatsal üretimler arasında bir diyalog imkânı yaratıyor. Sergi şehre tekrar bir güzelleme yapmak yerine, anlatının çeşitliliğini, tasvirlerin farklılığını incelemeye davet ediyor.

Max Rabes (1868–1944), Kayzer II. Wilhelm’in 1898’de İstanbul’u Ziyaretinde SMY Hohenzollern II Dolmabahçe Sarayı Önlerinde, 1898, Tuval üzerine yağlıboya, 80 x 125 cm

Batılıların gözünden İstanbul

İngiliz ressam Henry Aston Barker’ın 1800 yılında Galata Kulesi’nin tepesinden çizdiği eskizlere dayanarak oluşturduğu İstanbul Panoraması, elçilik sekreteri olarak İstanbul’da bulunan Philipp Franz von Gudenus’un 1741’de İsveç Elçiliği’nin çatısından yaptığı çizime ait gravür, Joseph Schranz’ın Karadeniz’den Marmara Denizi’ne Boğaz panoraması eserlerden birkaçı… Ayrıca bilinen en eski 360 derecelik panoramik İstanbul fotoğraflarını çeken sanatçı olarak tarihe geçen James Robertson’ın Bayezid Kulesi’nden çektiği Mayıs 1854 tarihli fotoğrafın sanatçının imzasını taşıyan ithaflı albümünü de sergide görmek mümkün.

“Göz Alabildiğine İstanbul” sergisinde, şehri bir uçtan bir uca izleme imkânı veren panoramik eserler birbirinden ilginç detaylar da barındırıyor. Yerel kıyafetler içinde esnaf, öküz arabasında giden kadınlar, şapkalarıyla ayırt edilen Batılılar, çocuklar ve şehrin dört ayaklıları, İstanbul’un siluetini tamamlayan unsurlar olarak öne çıkıyor.

En eski yapıt 1493 yılına ait…

Küratörler Şeyda Çetin ve Ebru Esra Satıcı, üç kata yayılan sergiye ilişkin şunları paylaştı: “Eserleri seçkiye dahil ederken İstanbul’un olabildiğince farklı noktalarından, farklı semtlerinden manzaralar olmasına özen gösterdik. En eskisi Hartmann Schedel’e ait Liber chronicarum (1493) ve en yakın tarihlilerden Alexandre V. Pankoff’un özgün tasarım ve resimlerini içeren albümü (1922-1924) olmak üzere Meşher’in üç katında 100’ü aşkın yapıt sergiliyoruz. Ön plana çıkan tema ve hikâyeler birbirinden keskin sınırlarla ayrılmıyor, aksine birbirlerini besleyip tamamlıyorlar. Yapıtları dönem ve tekniklerine göre değerlendirmek yerine aralarında kurdukları ilişkileri ortaya çıkarmanın, bu çok katmanlı şehri anlama çabasına katkı sunacağına inanıyoruz.”

Meşher Direktörü Nilüfer H. Konuk ise serginin geniş kitlelere ulaşmasını arzuladıklarını söyledi. Konuk, “Kimileri en erken tarihli baskı, günümüze ulaşmış tek nüsha veya döneminin öncü örnekleri olan bu eserlerin bir kısmı ilk defa İstanbul’da sergileniyor. Ömer Koç’un kıymetli koleksiyonundaki bu nadir eserleri Meşher’de geniş kitlelerle buluşturmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz.” dedi.

Sergi kitabı eş zamanlı yayımlandı

Sergiyle birlikte Türkçe ve İngilizce olarak yayımlanan sergi kataloğunda konusunun uzmanlarının katkılarıyla İstanbul tasvirlerinin çeşitliliğine dikkat çekiliyor. Katalog metinleri Sven Becker, Briony Llewellyn, Bahattin Öztuncay ve Claude Piening’e ait. Ömer Koç’un önsözüyle başlayan kitapta, küratörler Ebru Esra Satıcı ve Şeyda Çetin’in sergiyi tanıttığı yazının yanı sıra Prof. Dr. Zeynep Çelik’in “Biz ki İstanbul şehriyiz, güzelizdir” başlıklı makalesi yer alıyor.

26 Mayıs 2024 tarihine kadar görülebilecek “Göz Alabildiğine İstanbul” sergisine, küratörler ve Meşher ekibinin hazırladığı yetişkin ve çocuk atölyeleri gibi bir dizi program eşlik edecek. Güncel etkinlik takvimine Meşher’in internet sitesi ve sosyal medya kanallarından ulaşılabilir.

İlginizi Çekebilir

Eleştiri

Gizem Akkoyunoğlu'nun Sanatorium'da gerçekleşen "Kudretin Silüetleri" sergisini Oğuz Karayemiş değerlendirdi.

Eleştiri

LGBTİ+ sanatçıların işlerinden ve kuir üretimlerinden oluşan KIRIK inisiyatifinin hazırladığı gösterim programını İrem Karaaslan ele aldı.

Kütüphane

“Bir Bulut Gibi Belirir Hayaletler Sofra Üstünde” sergisi üzerine sanatçı Kayahan Kaya ve Gözde Mulla’nın yaptığı konuşmanın deşifresi Argonotlar Kütüphanesinde.

Kütüphane

İMALAT-HANE'de 6 Ocak - 6 Nisan 2024 tarihleri ​​arasında yer alan TUNCA'nın "Muhatabı Olmayan Mutfak" sergisinin katalog metni Argonotlar Kütüphanesinde.