Var kalma mücadelesi ile güç sahibi olmanın cazibesi arasında sıkışmış bir yaşam parçacığının etrafına toplanmış insan kalabalıkları… Ve bu kalabalıkların içinde antropolojik sürdürülebilirliği tehlikeye sokan tecrübenin yok oluşu…
Çağdaş sıfatına layık olmak için köklerinden sökülen köylü ve zanaatkarların burjuvazi karşısında kadim varlıklarını sorgular hale gelmesi… Georges Didi Huberman’ın ‘’Ateş Böceklerinin Var Kalma Mücadelesi’’ isimli kitabı, benzer konulara kafa yormuş çağdaş düşünür, sanatçı ve filozoflarla fikir düelloları tadında kendi içinde bağımsız metinlerden oluşuyor.

Pasolini’nin son metinlerinden biri olan ve “Ateş Böcekleri” ismiyle bilinen makalesi, Huberman’ın çıkış noktası. Pasolini ne kadar umutsuz ise Huberman o kadar umutla renklendiriyor ateş böceği metaforunu. Savaş sonrası romantizmi ve coşkusu ile kurduğu ütopik hayalleri yıkılan bir nesli temsil eden Pasolini’nin karşısında, tarihin tekerrürü içinde insanlığa değil özünde bireye olan inancı ile ateş böcekleri metaforunu umutla şekillendiren Huberman’ın temel sorusu şu:
Peki sahiden de ateş böcekleri kayıp mı oldular? Hem de hepsi birden mi? Hâlâ aralıklarla da olsa olağanüstü sinyallerini gönderiyorlar mı? Eğer öyleyse nereden? Hâlâ bir yerlerde birbirlerini arıyorlar mı? Kendi aralarında konuşuyorlar mı? Azgın projektörlere, karanlık geceye, totaliter makineye ve her şeye rağmen birbirlerini seviyorlar mı?*
Cevap hakkımı bu sergi ile kullanıyorum: Evet! Her şeye rağmen birbirlerini seven ateş böcekleri var. Var kalacaklar. Nasıl mı? Bunun cevabını da sergide eserleriyle yer alan değerli sanatçılarımız veriyor. “Var Kalma Pratikleri” sergisi, bir varoluş mücadelesi üzerine kurulu bir yolculuk. Yaşamın karmaşasında, güç mücadelesinin gölgesinde, birey olmak ne anlama geliyor? Toplumsal baskılar altında kendi sesini duyurmak, kimliğini korumak mümkün mü? Bu sorular, serginin merkezinde yer alıyor. 3 Her ikisi de endemik bir tür olan ateş böcekleri ile karanlıkta kalmayı tercih eden idealist insanlar, serginin metaforik eş kahramanları olarak karşımıza çıkıyor.

Ateş böcekleri, popüler ve güçlü olanın göz kamaştırıcı çekimine karşı bir duruş sergileyen bu karakterlere eşlik ediyor.
“Var Kalma Pratikleri” sergisi, sadece bir sanat etkinliği değil, aynı zamanda bir çağrıdır. Bu çağrı, birey olmanın sorumluluğunu hatırlamayı, farklılıklara saygı göstermeyi ve gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakmak için çaba göstermeyi amaçlar.”

“’Kimse geriye hiçbir şey bırakamayacak kadar yoksul ölmez.’ Tıpkı Benjamin’in alıntıladığı bu Pascal vecizesinde ifade edildiği gibi, Marika Friedmanova’nın on bir yaşındayken, Auschwitz’e sürülüp gazla öldürülmesinden hemen önce, Terazin toplama kampında sararmış bir kağıda çizdiği küçücük bir kelebeği dahi, var kalan değerli bir miras olarak görebilecek gücü bulmak gerekir.”*
*Didi-Huberman, Georges, 2023, Ateş Böceklerinin Var Kalma Mücadelesi, Çeviren: Halil Yiğit, Norgunk Yayınları, İstanbul.
Bu yazı 20 Aralık 2024 – 25 Ocak 2025 tarihleri arasında Fransız Kültür Merkezi’nde gerçekleşen “Var Kalma Pratikleri” sergisinin küratör metnidir.