Söyleşi
Yeni Bir Dünya Doğuyor belgeseli 1968-1980 yılları arasında üretmiş sanatçılarla yapılan görüşmelere yer veriyor. 41. İstanbul Film Festivali kapsamında gösterilecek filmi yönetmeni Serhat Yüksekbağ'la...
Ne arıyorsun?
Argonotlar Almanak 2024, bir sürprizle geliyor! Destek olmak isteyenlere çağrı:
border_less ARTBOOK DAYS 2025 başvuruları başladı
Bor Sanat’ın “Türkiye Kültür-Sanat Ortamında Eleştiri Kültürü ve Üslubu” oturumu 14 Aralık’ta
“Bu Festival Bizim” sona erdi: Mutluluğun ritmi şehre yayıldı
Reşad Ekrem Koçu ve İstanbul Ansiklopedisi Arşivi
Yeni Bir Dünya Doğuyor belgeseli 1968-1980 yılları arasında üretmiş sanatçılarla yapılan görüşmelere yer veriyor. 41. İstanbul Film Festivali kapsamında gösterilecek filmi yönetmeni Serhat Yüksekbağ'la...
“Türkiye’nin ilk çağdaş sanat belgeseli” duyurusuyla 41’inci İstanbul Film Festivali’nde yer alan filme yapımcıları, yönetmeni, senaristi ve kurgucusunun anlatımıyla daha yakından bakıyoruz.
Fotoğrafçı Josef Koudelka’ya yakın bir bakış sunan belgesel 41. IKSV İstanbul Film Festivali’nde. Yönetmen Coşkun Aşar ve kurgucu Ayhan Hacıfazlıoğlu'ndan film sürecini dinledik.
Argonotlar olarak yeni çıkan sanat ve kültür kitaplarını bir araya getirmeye devam ediyoruz. İşte karşınızda Şubat ve Mart aylarında çıkanlar.
Bu yıl 41'incisi düzenlenen İstanbul Film Festivali'nden önerilerini sanat dünyasından isimlere sorduk ve ortaya oldukça çeşitli bir liste çıktı.
Bu yıl 8’incisi düzenlenen ArtAnkara Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı'nın sekiz yıldır değişim, dönüşüm en önemlisi de gelişimin olmadığı bir fuar olması üzerine.
Bursa Nilüfer Belediyesi güncel sanatta etkin belediyelerden biri. 10 Nisan'a kadar sürecek sergiyi Kerem Ozan Bayraktar, Sinem Dişli, Burak Kabadayı ve Ilgın Seymen'den dinledik.
Yalnız olmamak acil bir ihtiyaç bugünlerde, birçok sebepten ve bu yüzden İpek Duben hem nadir rastlanır biri hem de birçoğumuzu seslendiren bir sanatçı kahraman.
Mixer'de yer alan İşler Değişti sergisi vesilesiyle Türkiyeli 12 genç fotoğrafçının son dönem işlerine göz attık.
Leman Sevda Darıcıoğlu, Yüküm Ruh Eşimdir’de kendi bedeninin limitlerini zorlayarak yas ve öfke süreçlerinin nasıl estetik ve politik ihtimaller yaratan bir pratiğe dönüşebileceğini gösteriyor.