Eleştiri
İki mekâna yayılmış “Olağan Zamanın Dışında” hakikat ve sanatın birer düşman olarak karşı karşıya gelmelerinin sergisi.
Ne arıyorsun?
Işıl Eğrikavuk’un Performistanbul’da 7-28 Mart arasında gerçekleşen “Ne İlyas Ne Cemşit” sergisi ve sergi kapsamındaki performansı haklı bir isyanı dile getirirken sloganın sunduğu tartışma...
Serdar Arat ve Vasıf Kortun bu yıl Türkiye'den güncel/modern sanat eserleri ve geleneksel Osmanlı/İslam sanatlarından eserleri bir araya getiren MET ve MoMA'daki sergiler üzerine...
Venedik Bienali’nin açık queer kimliğiyle bilinen ilk küratörü Adriano Pedrosa’nın “Yabancılar Her Yerde” temasıyla günümüzün sancılı yabancılık kavramlarını keşfetmeye davet ettiği 60. edisyonundan izlenimler.
Metropolitan Sanat Müzesi'nin “Osmanlı Dünyaları” galerilerinde izleyiciyle buluşan "Diyaloglar: Modern Sanatçılar ve Osmanlı Geçmişi" sergisi, “Osmanlı mirası” vurgusuyla Doğu-Batı ayrımını keskinleştirmekten öteye gitmiyor.
İki mekâna yayılmış “Olağan Zamanın Dışında” hakikat ve sanatın birer düşman olarak karşı karşıya gelmelerinin sergisi.
Bir yılı aşkın süredir mikro ya da makro ölçekli mesafelerden konuşurken Etel’in “İmkânsız Eve Dönüşü” bana tam tersi bir etkiyle mesafeler yerine yakınlıkları düşündürdü.
Olimpos Sergileri’nin ikincisi “peyzaj” temasıyla bugünün manzarasına çaresizlik kadar umutla, başka türlü hayat formları önerisiyle bakan yapıtlar bütününden oluşuyor.
Kitabın yazarına göre camp tarzın ortaya çıkmasını sağlayan temel unsur, dedikodu üzerinden şekillenen queer bir jargonun varlığı. Bu açıdan 50’ler Amerika’sıyla, günümüz Türkiye arasında...
Hem yazı dizisi hem sergi olarak Ak-sayanlar tek başına özgüne ulaşan yaratıcı enerjinin, ikili deneyim alanında nasıl dönüştüğünü görmek açısından önemliydi.
Neoliberalizmin açmazlarının, kolonyalizmin kılık değiştirmiş halinin ve heteronormatif baskının izlerini kitsch üzerinden takip etmek isteyen güncel çabayı baş etmesi zor bazı sorunlar da bekliyor.
Küratörün kendini bilerek otorite olarak konumlandırdığı bir düzlemde, sanatçıların isyancı olarak yer aldığı, iktidar ile hedef gösterilen azınlık arasındaki gerilimin mikro bir örneğini görüyoruz.
Can Küçük’ün Hav Hav Hav Hav Hav sergisi, ne göğe ne yere ait olan arafta kalmış ama özgürlüğüne de kavuşmuş nesnelerden kurulu bir dünya...
AVTO’da sergilenen Cevat Kurtuluş’un 8 mm film evrakı üzerine bir deneme.
Yola birlikte çıkmamışlardı… Belki de milat sayılabilecek, Halı Atölyesi tanışıklığı bir araya getirdi onları. Halı Atölyesinde karşılaştılar, halıda sohbet ettiler. Derken birbirlerine denk geldiler.